- 7.06.2022 11:04
- (1)
Dünyada bademden sonra sert kabuklu meyvelerden en yaygın olan üretim fındığa aittir. Fındığın cinslerine göre en yaygın üretim sahaları Türkiye, İtalya, İspanya, ABD, Çin, Şili, İran, Fransa, Azerbaycan, Rusya ve Gürcistan’da bulunmaktadır. TMO kaynaklarına göre üretim seviyesi çok düşük olmasına rağmen Polonya, Yunanistan, Belarus, Hırvatistan, Tacikistan, Özbekistan, Kırgızistan, Portekiz, Moldova, Ukrayna, Tunus, Slovenya, Slovakya, Suriye, Kıbrıs, Arjantin, Avusturya, Estonya, Yeni Zelanda, Romanya ve Kamerun gibi ülkelerde de fındık üretimi üzerinde çalışmalar sürmektedir. Üretim az olsa da bu ülkeler üretim alanını ve üretim miktarını arttırmak için çalışmaktadır.
Her yıl gerçekleşen üretim farklılık gösterse de Dünya üretiminin yaklaşık % 60-65’ini Türkiye sağlamaktadır. Bu durum dünya fındık piyasasında Türkiye’yi önemli bir konuma taşımaktadır. Bu avantaj elde olmasına rağmen üretiminin büyük çoğunluğunu ham halde ihraç eden Türkiye dünya fındık piyasasında kendi fiyat oluşturamamakta oluşan fiyata uymaktadır.
Türkiye’nin dünyanın en yüksek üretimine sahip olmasına rağmen dekar başına verim ortalama 84 kg’dır. Dekar başına verimin en yüksek olduğu ülke 221 kg/dekar ile ABD olup diğer yüksek verimli ülke 180 kg/dekar ile Gürcistan’dır. İtalya 157, Azerbaycan 122 kg/dekar ve İspanya 79kg/dekar ile yüksek verimliliği takip eden ülkelerdir.
Fındık üreticisi olmayıp ürünü hammadde olarak ithal eden sanayisi gelişmiş ülkeler fındığı işleyerek yeni bir ürün halinde dünya piyasasına sunmaktadır. Fındığın en çok talep gördüğü sanayisi gelişmiş ülkeler ise Almanya, Fransa, Hollanda, Belçika, Lüksemburg, Avusturya, İngiltere, İrlanda, İsviçre, Bulgaristan ve Kanada’dır. Bu ülkeler genel olarak fındığı çikolata ve şekerlemede hammadde olarak kullanmaktadır.
Türkiye gerek fındığın üretiminde gerekse fındığın dikim alanında dünyada ilk sıradadır. Dünyada Türkiye’yi kıymetli yapan unsur ise fındık ihracatında da en yüksek orana sahip olmasıdır. Türkiye ürettiği fındığın %85-85’ini ihraç etmekte olup kalanını ise iç piyasaya sunmaktadır. Dünyaya satılan fındığın % 26’sı işlenmiş fındık iken kalanı iç fındıktır.
Türkiye’de ihraç edilen tarım ürünlerinin de ilk sırasında fındık gelmektedir. Ortalama 270 bin ton fındık her yıl ihraç edilirken tarım ürünleri ihracatında fındığın payı % 13 civarında oluşmaktadır. Türkiye tarafından dünyada 124 ülkeye ihraç edilen fındığın AB ortalaması son yıllarda düşmektedir. Bunda en büyük etken AB içinde ve aynı zamanda üretici olan İtalya’nın AB fındık ihtiyacını her geçen yıl artan oranda karşılamasıdır. AB içinde fındık üreticisine sağlanan teşvikler ve nakliye giderlerinin düşüklüğü önemli bir avantaj oluşturmaktadır. İtalya her yıl kendi üretimini AB içinde eritirken Türkiye kendi stoklarını eritemeyerek ertesi yıla devretmektedir. Bu durum fındık kalitesini düşürürken fiyat oluşumlarında da dalgalanmalara neden olmaktadır.
Türkiye’deki üretim seviyesinin düşük oluşu yanında aynı bölgede diğer üreticiler olan Azerbaycan ve Gürcistan’ın üretim seviyesini her geçen yıl artırması Türkiye fındık ihracatı için bir tehdit haline gelmektedir. Son yıllarda dünyada fındık fiyatlarının yüksek oluşu diğer ülkeler içinde fındık üretiminin yaygınlaşmasına neden olmaktadır. Özellikle çikolata sanayinde üretici firmalar üretimin artırılması için Azerbaycan ve Gürcistan gibi bölge ülkelerine yatırımlar yapmaktadırlar.
Dünyada çikolata endüstrisinde fındığın ikamesi olan bademin üretimi ve tüketiminin kolay olması, pazarlama imkânlarının daha profesyonel olması ve üretim hacminde dalgalanmaların daha az olması, imalatında fındık kullanan işletmelerin bademe geçişlerini hızlandırmaktadır. Bu durum en çok ABD’de görülmektedir. Zira en verimli fındık üretiminin yapıldığı ABD’de badem üretimi daha ağırlıkta ve fındık iç piyasanın tüketim talebi kadar yapılmaktadır.
Türkiye’de fındıkta verim ve kaliteyi artırmak için iyi tarım uygulamalarının geliştirilmesi ve yaygınlaştırılması çok önemlidir. Üretim alanlarının kontrolsüz genişlemesine engel olunmalı üretim hacminin planlanan seviyelerde kalmasına dikkat edilmelidir. Arz fazlasının eritilebilmesi için katma değeri yüksek ürünlerin üretilmesi yeni yatırımlarla sağlanmalıdır.
Sektöre doğrudan yapılan gelir desteklerinin bu geliri ilave bir gelir kapısı olarak görenlere değil de gerçek üreticiye ulaştırılması sağlanmalıdır. Böylelikle fındık mevsimlik bir gelir olmaktan çıkıp asli bir tarım üretimi haline gelecektir.
Fındık için yapılan pazarlama faaliyetleri daha profesyonel hale getirilmeli, üretimde oluşacak arz fazlasının eritilmesini sağlayacak seviyelere ulaştırılmalıdır. Mevcut pazarlar çeşitlendirilmeli ve derinleştirilmelidir. Yeni tanıtım faaliyetleri ile hedef ülke odaklı pazarlama stratejileri oluşturulmalıdır.
Üretilen fındığın hemen piyasaya sunulmasının önlenmesi için lisanslı depoculuğa geçilmeli uzun süre mahsulün muhafaza edilebilmesi için gerekli ortam oluşturulmalıdır.
Dünyada fındık üretimin en önemli oyuncusu olarak Türkiye’nin üreticisini bilinçlendirme adına daha fazla gayret göstermesi gerektiği açıktır. Zira önemli bir ticaret hacmi bulunan fındık sektörünün dünyada talibi çoktur. Yaşlanan üretim sahalarının verimi düşerken Türkiye ile aynı bölgede yaşayan ülkeler üretimlerini hızla artırmaktadır.
Türkiye’nin dünya fındık piyasasını elinde tutabilmek adına neler yapması gerektiği, neleri yapmadığı takdirde piyasa gücünün kırılacağı konularında üreticilerin yapacağı yorumlar bilinçlenme adına yerinde olacaktır.
Yorum Yap