Asgari Ücretin Önemi

  • 5.01.2023 09:16

 

İşçilerin emeklerini satabilecekleri en düşük ücret asgari ücret olarak tanımlanabilir. Diğer bir açıdan ise işverenlerin çalıştırdıkları işçiye verecekleri en düşük ücrettir. Ücretin yasal olarak belirlenmesi olabilecek emek sömürüsünü engelleme ve insan refahının belirli bir seviyede tutulmasını amaçlar.

İşçilerin asgari düzeyde sağlık, gıda, ulaşım, konut ve giyim gibi ihtiyaçlarının karşılanması en önemli önceliktir. Günün fiyatları üzerinden hesaplanan asgari ücret bazı ülkelerde aylık olduğu gibi bazı ülkelerde ise günlük ve saatlik olarak belirlenir.

Bazı ekonomistler asgari ücretin belirlenmesinin farklı ülkelerde değişik etkilerinin ortaya çıkacağını belirtmişlerdir. Asgari ücret belirleme neticesi olarak işsizlik bunlardan biridir. Asgari ücret seviyesinde işçi ücreti ödeyemeyecek küçük işyerleri işçi çalıştırmayarak işsizliğe neden olduğu gibi işyerini kapatmak suretiyle de milli gelirde olumsuz etkiye neden olabilir.

Asgari ücret sosyal politika aracı olması yönüyle yoksulluk ve gelir adaletsizliği mücadelesinde de önemli bir işlev üstlenmektedir. Ancak bu durum daha önce hiç denenmemiş kendine özgü yöntemlerin uygulandığı Türkiye açısından böyle değildir. Yoksulluğu önlemeye yönelik olarak belirlenen asgari ücret ülkemizde genel ücret düzeyinin düşmesine neden olmaktadır. Aslında bu durum asgari ücretin değil kendi toplumuna asgari ücreti layık gören ekonomi yönetiminin eseridir. Asgari ücret bir bütün olarak ücret düzeyini yükseltmiyor. Tam tersi, ortalama ücret düzeyini kendine yaklaştırarak işgücünün ücret farklılaştırmasını engelliyor. Bu durum da emek kalitesini düşürüyor, kalifiye iş gücünün emeğinin karşılığını tam olarak alacağı başka ülkeleri gitmesine neden oluyor.

Bu durum iktisadi biliminde “Orta Gelir Tuzağı” olarak adlandırılıyor. Birçok iktisatçının sıklıkla tartıştığı bu konu için son yıllarda verilen en gerçekçi örnek artık Türkiye. Orta gelir tuzağının en önemli göstergesi de bir ülkedeki asgari ücretle ortalama ücretin arasındaki farkın kapanmasıdır. Son yıllardaki bu durum yakın gelecekte de devam ederse Türkiye’de işgücünün çoğunluğu asgari ücretli olacak. Diğer bir deyişle Türkiye asgari ücretliler ülkesi olacaktır. Bu durum birçok kuruluşun belirlediği açlık sınırının yakınında oluşan asgari ücret nedeniyle de çok vahimdir.

Asgari ücret seviyesinde çalışanların çokluğu ülkede asgari ücretin çok daha önemli hale gelmesine de neden olmaktadır. Enflasyon rakamlarının hızla ülkeyi fakirleştirmesine hiç aldırış etmeden ücret artışlarının aynı seviyede yapılması, ücret artışları ile oluşacak fiyat artışlarının enflasyonu tırmandırmasının bilinmesi ise sadece kendi ikbalini düşünen siyasetçi için son derece önemsiz görülmektedir. Asgari ücretlilerin sayısal çokluğu siyasetçi tarafından vaz geçemeyeceği bir oy deposu olarak görülmektedir.

Avrupa ülkeleri ve OECD ülkeleri içinde en düşük asgari ücreti çalışanına veren ülkelerden biri olan Türkiye, aynı zamanda kendi nüfusuna oranla en çok asgari ücretli çalışana sahip bir ülkedir. Dolayısıyla asgari ücret Türkiye için diğer ülkelere göre çok daha önemli bir hale gelmektedir.

Türkiye’de 2005’li yıllarda %45’lerde olan asgari ücretli oranı 2019’da %58’e yükselmiştir. 2022 yılında ise Avrupa Birliği ülkelerinde asgari ücretli çalışan oranı % 10 ortalamasında iken Türkiye’de bu oran %60 dolayındadır. Yani Türkiye’nin asgari ücretli çalışan sayısı AB’nin yaklaşık 6 katıdır. AB ülkeleri içinde asgari ücretli sayısının en yüksek olduğu ülkeler %21 ile Romanya, %20 ile Macaristan ve Portekiz’dir.

 

Türkiye’de asgari ücret politikası genel ücret seviyesini aşağı çeken bir araca dönüşmüştür. Oysaki gelişmiş ülkeler için asgari ücret genel ücret seviyesi için bir kaldıraç görevi görürken Türkiye’de genel ücret seviyesini aşağı çeken bir mengeneye dönüşmüştür. Bu durum ülkede var olan orta gelir grubunu yok etmiştir. Bu yok oluşta çok az kişi üst gelir grubuna yükselirken çoğunluk dar gelirli olarak ayrılmış oldu. Ülkemizde orta gelirlilerin çoğu alt gelirlilerinse tamamı bir ev ya da araba alması imkânsıza yakın bir durumda.

Asgari ücret zam oranları kulağa her ne kadar hoş gelse de önemli olan fiili ücret ve gelir düzeyidir. Verilen yüksek zam oranların değeri asgari ücretlinin alışverişe gitmesiyle son bulmaktadır. Enflasyonun tüm kötülüklerin kaynağı olduğu bu köşede birçok kez örneklendirildi. Enflasyonun yükselmesi karşısındaki Türkiye için asıl mesele asgari ücrete yapılan zamların oranı değildir. Asgari ücretli çalışanların nüfus içindeki payının azaltılmasıdır. Böylelikle asgari ücretle çalışanlar dâhil tüm toplum insana layık bir ücret kazanarak yaşam hakkına sahip olabilir.

 

 

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.