- 9.05.2023 18:03
Tüm dünyada yapılan araştırmalara göre seçmenler hükümetlerin ekonomik performanslarını değerlendirirken yoğunlukla son bir yıla bakıyorlar. Seçmenlerin en çok etkilendiği göstergelerin başında ise büyüme geliyor. Bazı ekonomik göstergelerin kısmen iyileşmesi seçmeni etkiliyor ve seçmeni en çok etkileyen enflasyonu görmezden gelmesine neden oluyor.
Toplumun enflasyon yerine büyümeyi dikkate alması nedeniyle iktidarları seçim ekonomisi yoluyla büyüme rakamlarının artırılması yoluna sevk ediyor. Dolayısıyla seçimden önce büyüme için gaza basan hükümetler seçimden sonra ciddi bir fren hamlesiyle hayatımıza müdahale ediyorlar. Halkı etkileme süresi büyüme rakamlarında çok daha hızlı oluyor. Oysa hızlı büyümenin beraberinde getirdiği enflasyon gelecek dönemlerde etkisini gösteriyor.
Enflasyonun toplumun yoksullaşmasında ne derece önemli olduğunu bu köşede sıklıkla ve farklı göstergeler yoluyla izaha çalışıldı. Elbette gelişen dünya ve ekonomi piyasası değişik araçları ortaya çıkardı. Bunlardan bazılarının ise aşağıda açıklamaları olacak.
Seçim aşamasında atılan en önemli adım Emeklilikte Yaşa Takılanlar (EYT) konusunda geldi. 2023 devlet bütçesinde olmamasına rağmen 2,2 milyon kişinin doğrudan etkilendiği ve piyasaya ek ödeme olarak etki edecek düzenleme hızlıca hazırlandı. Ve ülkemizde her konuda olduğu gibi “kervan yolda düzülür” mantığı ile mecliste kabul edilen düzenlemenin mağdurlara bakan yönüyle hiçbir hazırlığının olmadığı görüldü. Eksiklikler aylardır giderilmeye çalışılıyor. Bütçede olmayan bu denli büyük bir ödemenin piyasada enflasyonun artışında nasıl bir katkı yapacağı ise tam anlamıyla bir muamma.
Yıllardır ellerindeki hakları alınan EYT mağdurlarının ellerinden alınan haklarının iadesi seçmen davranışlarında nasıl bir etki yaratır bilinmez. Ancak aktif çalışan kişi başına düşen emekli sayısı bu uygulama ile çok artmış olup gelişmiş ülke standartlarından hızla uzaklaşılmıştır.
EYT düzenlemesi ile daha büyük bir hayal kırıklığı ise alınacak maaş seviyelerinde oldu. En düşük emekli maaşını 7500-tl yaptığını iddia eden iktidar en düşük seviyede maaş alan emekli oranını şuan tüm emekliler içinde %70 seviyelerine taşımıştır. Yani Türkiye’deki emeklilerin çoğunluğu çalışmışlığına, yaşına ve ödediği prim gün sayısına bakılmaksızın 7500-tl emekli aylığı almaktadır. Bu durum kendi içinde çelişkili bir durumdur.
Devlete olan borç ve vergilerin yapılandırılması imkânı, seçim öncesinde uygulanan önemli bir iktisadi adımdır. Devletin bu noktada yaptığı uygulamalar toplumda o kadar kabul edilmiştir ki sanki yıl içinde belirli zamanlarda uygulanıyormuş imajı yaratılmıştır. Oysa devletin vazgeçtiği vergi halka yapacağı hizmetten vazgeçmesi demektir. Aynı vergiyi ödeyen vatandaşla ödemeyenin farkının kalmadığı ekonomik adaletin yok olduğu bir toplumun oluşturulması demektir. Sürekli çıkarılan vergi aflarının vergi ödeme alışkanlığını düşüreceği unutulmamalıdır.
Asgari ücretin artırılması seçim ekonomisi uygulamalarından birine örnek gösterilebilir. İktidar kendi geleceği için toplumun önemli bir kesiminin geliri olan asgari ücreti yükseltmeye çalışırken ülkede ortalama ücreti de hızla asgari ücret seviyesine yanaştırdı. Gelişmiş ülkelerde %5 seviyelerinde olan asgari ücretli sayısı ülkemizde %70 seviyelerinde uygulanmaktadır. Son yıllarda yaşanan enflasyon alım gücünü hızla eritirken asgari ücret seviyesinde yaşanan artışlar toplumun ücretli kesiminin gelirlerinin düşmesine neden olmuştur.
Türkiye gibi gelişmekte olan ülkeler için gelir dağılımında adaletin gözlemlenmesi çok önemlidir. Zira son 10 yılda sürdürülebilir olmayan yapay bir büyüme gelir dağılımında adaleti bozduğu gibi süreci asgari ücretlilerin aleyhine çevirdi. Her geçen gün yoksullaşan bir Türkiye toplumu oluşturdu. Bu etkenler de asgari ücretin politik bir araca dönmesine neden oldu.
Burada oluşan seçmen tercihi çok önemlidir. Asgari ücrette yaşanan artışlar iktidarın iyi niyeti mi yoksa toplumun çoğunluğunu asgari yaşam koşullarında tutulması gayreti olarak mı değerlendirileceğidir. İktidar bu durum karşısında sürekli olarak transfer harcamalarını artırmakta olsa da toplumun içinde bulunduğu ekonomik darlık artık çok açık bir gerçek. Elbette bu durumun sandığa nasıl yansıyacağını da yakın zamanda göreceğiz.
Yorum Yap