Laffer Yanılmış Olabilir Mi?

  • 30.10.2023 09:57
  • (1)

 

Devletin kayıtlarına geçirilmeyen ya da geçirilemeyen, dolayısıyla denetimi mümkün olmayan ekonomik faaliyetlere kayıt dışı ekonomik faaliyetler denir. Bilgi edinilemeyen bir ekonomi olduğundan gizli ekonomi olarak da adlandırılabilir. Üretim faaliyetlerine konu olmasına karşılık ekonomik ölçüm yöntemleriyle tespit edilemeyen bir durum olarak da ifade edilebilir.

Kazanılan gelirin bir kısmı kayda girmeden elde edilmişse kayıt dışılıktan söz edilebilir. İşverenin bir kısmını kayıtlı, kalan kısmını ise kayıtsız olarak ödediği işçi ücreti için kayıt dışılık vurgusu yapılabilir. Kayıt dışı olarak ödenen işçi maaşının bir kısmı ise vergi ve sigorta ödemesi dışında kaldığından tek geliri vatandaşından vergi toplamak olan devleti zarara uğratır.

Kayıt dışı olarak gelir eden bir kişi elde ettiği gelir ile alışveriş yaptığında harcadığı tutar yine sistem içi olur ve harcama yöntemleri ile kayıtlı hale gelir. Ancak burada unutulmaması gereken sistem dışılık ile kayıt dışılığın aynı durum olmadığıdır.

Kayıtlı olarak kazanılan bir tutarın döviz ya da altın almak suretiyle piyasadan çekilmesi, varlığın sistem dışına çıkarılması anlamını taşır. Sistem dışına çıkan tutarın ise kimseye faydası yoktur. Kredi olarak kullandırılamaz, gider olarak harcanamaz dolayısıyla üretime herhangi bir katkısı olmaz.

Aslında ekonomide kayıt dışılıktan bahsedildiğinde eski ABD başkanı Ronald Reagan’ın da danışmanı olan ünlü ekonomist Laffer’in eğrisine değinmemek olmaz. Türkiye gibi kendi yörüngesini kendisi çizen ülkeler için çok önemli olmasa da ekonomik hayatta bir çok gelişme daha önceden bilimsel olarak açıklanmış ve gelecek nesillere ışık tutacak veriler gerek sözlü gerekse şekilsel olarak ortaya konmuştur. Aşağıdaki Laffer Eğrisi buna örnektir.

  

İlk şekilde vergi gelirleri düşük vergi oranlarda hızlı artarken vergi oranları yükselmeye başladığında vergi geliri doyuma ulaşıyor ve sonrasında düşmeye başlıyor.

Şekil-2 daha açıklayıcı bir şekilde ifade edilmiş. A Noktası vergi oranlarının ve vergi gelirlerinin başlangıç noktasını temsil ediyor. Devamında vergiler düşük oranlarda iken vergi gelirleri hızla artıyor. Öyle ki vergi gelirlerinin en yüksek noktası olan B Noktasına erişiliyor. Giderleri hızla artan hükümetin aklına vergileri artırmak geliyor. Vergileri yavaş yavaş artırırken ilginç bir gelişme yaşanıyor. Vergi oranları artmasına rağmen vergi gelirleri düşmeye başlıyor.

Tamda burada giderlerini karşılayamayan hükümetin aklına para basmak geliyor. Para basıldıkça enflasyon artarken halk hızla fakirleşiyor. Fakirleşerek geçim sıkıntısı yaşayan toplum gelirlerini kayıtdışı olarak tutmayı tercih ederek vergi ödemekten kaçınıyor. Dolayısıyla içinden çıkılmaz bir ekonomik kriz ülkeyi kasıp kavuruyor.

Bu tür ekonomik krizleri perdelemek isteyen hükümetlerin aklına ise sıra dışı ekonomik uygulamalar yanında toplum üzerinde baskı kurmak geliyor. Hukuk düzeni hızla rafa kaldırılırken bağımsız kurumlar işlevini yitiriyor. Ülkeye güven hızla düşerken bağımsız yatırımcılar tercihlerini başka ülkelerden yana kullanıyor.

Türkiye’de da benzer bir süreç yaşanırken devlet vergileri artırarak gelirlerini artırmayı deniyor. Yani çok daha önce bilimsel olarak açıklanmış bir deneyi yeniliyor. Cumhuriyetin 100.Yılını yaşadığımız bu günlerde dünya sıralamalarında en sonlarda olan ülkemizin daha iyisini hak ettiğini söylemek biraz hayalcilik olur. Zira sorgulamak, eleştirmek ve daha iyiyi aramak gelişmek isteyen toplumların önceliği durumundadır. Bu özelliklerin hiçbirisi toplumumuzda mevcut değilken gelişmeyi beklemek ham bir hayal olsa gerek.

 

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yorumlar (1)

  • kağızmanlı
    kağızmanlı
    31.10.2023 14:21

    arabalar için bandrol vergisi 2 katına çıkarıldı çevremde hiç kimse ödemedi olacağı buydu nasıl ödesinler