MAHSA'NIN SAÇLARI VE ÜÇÜNCÜ DÜNYA SAVAŞI

  • 22.09.2022 14:58

 

Mahsa daha 22 yaşında hayatının baharında bir genç kızdı, 21 yüzyılda doğmuştu, hani o kadınların diri diri gömüldüğü cahiliye döneminde de değil ha... Kardeşiyle sıradan bir günde dışarı çıkmış ve ahlaksız bir ahlak polisinin dikkatini çekmişti, ki gerçekten polismiydi yoksa özel yetiştirilmiş fitili nerden ateşleyeceğini bilen bir ajanlar mıydı? Alıp götürülmek istenince direnmislerdi ama ahlak dersi verilip 1 saat sonra salınacakları söyleyip alıp gittiler Mahsa'yi. Ve eve dönmesini bekleyen ailesi saatler sonra hastaneden ölüm haberini almişti… Bu daha sadece 21 yaşında olan hayatının baharındaki, hayalleri olan bir genç kızın haksızca katledilmesinin hikayesiydi. Peki Mahsa gerçekten sadece bu muydu? Yoksa Mahsa artık bir direnişin bir uyanışın sembolümüydü ya da yoksa Mahsa üçüncü Dünya savaşının temel taşlarını oluşturacak planların ilk basamağı mıydı?

Haberi ilk okuyunca tüylerim diken diken oldu, dedim ki nasıl ya nasıl? Sen kimsin? Hangi sıfatla hiçbir suçu yokken sadece sen kılığını beğenmedin diye, ki büyük bir ihtimalle o sapık nefsinin dikkatini çektiği için, bir kadını öldüresiye döversin? Belki o an orada olsam sokakta avazım çıktığı kadar isyan edecek kadar öfke doldu içime . Ki bu sadece benim değil orada yaşayan  ve bu haberleri gören herkesin ortak hissiyatıydı. Mahsa artık sadece bir acı hikaye değil direnişin sembolü olmuştu. Ama olay gerçekten  bu kadar mıydı? Yani yıllardır var olan kendilerinin Şeriat diye adlandırdıkları ama Allah'in kanunları olan Şeriatla uzaktan yakından ilgisi olmayan bir rejim var, kafalarına göre tek hesap vermeden herkesi öldürebiliyorlar, karşı koyma birşey deme hakkın yok, sepetteki yumurta gibi sıranı beklediğin bir sistem. Ve yıllardır bu şekilde  hükmediyorlar. Seni öldürtmeye üç kişinin yalancı şahitliğinin yettiği korkunç bir sistem.

Peki gercekte Islam ve Islamin kanunlari olan Şeriat ne? Islam barışın, huzurun, adaletin, eşitliğin ve en onemlisi hakkın her daim ön planda olduğu din.Yuce Yaradanımız bu dini bize tebliğ etmesi için iki Cihan güneşini bize rehber olarak gönderdi ki o yaratılmışların en güzeli asla zor kullanmadı, anlattı söyledi seçimi kişilere bıraktı. Şimdi birileri kalkmış Haşa! Tanrı rölüne soyunmaya kalkıyor. Bu şuursuzlara önce İslam anlatılmalı, ki onu bile anlayacakları maumma, sonra ahlak polisi diye insanın başına dikilmeli ki insanin ahlak polisi vicdanıdır o yüzden zaten herkes önce kendi kapısının önünü süpürmeli.

Tüm bunların yanında ahlaksızlığın ne olduğu da anlatılmalı tabi, çünkü kendileri bundan birhaber!!! Ulan muta nikahı altında zinayı meşrulaştıran siz, ki Londra’da şahit olduğum ve İslamda bu yok İslamı insanlara böyle anlatmazsınız diye ciddi ciddi tartıştığım bir mevzuydu, Allah’ın kulun iradesine bıraktığı tüm emirleri korkutarak uygulayan siz, islamda cennet annelerin ayaklarını altındadır denilen kadınları değersizleştiren, şiddet uygulayan siz, yine oradan gelen arkadaşlarımın anlattığı kadarıyla günah olan ve İslamda yasak olan herşeyi gizli ev partileriyle yapan siz!! Hangi ahlaktan bahsediyordunuz!! Bu ne ahlaksız bir ahlak savunması!! Bu ne Şeriate Islama aykiri Islamik yaşam tarzı!!

Ama bunlar yıllardır vardı ve herkes gözlerini kapatmıştı demi... Arada bir iki aktivist hareketleri oluyor onlar da bastırılıyordu ve sistem devam ediyordu… Peki gerçekten  Mahsa'nın güzel saçları tüm bunlar için bardağı taşıran son damla mi? Ya da soruyu şöyle soralım, Orta Doğuda yıllardır kaynayan kazanın son tamamlayıcalarından biri olacak olan Iran rejiminin sonu  da geldi ve büyük güçler artik üçüncü Dünya Savaşının düğmesine mi basmaya hazırlanıyor? Büyük resim gerçekten  bu mu? Yoksa tüm bunlar komplo teorisi mi?

Hadi biraz geçmişe gidelim, ceddimiz Kurtuluş Savaşı döneminde aç, silahsız tüm Dünyaya direnip sonunda da iman ve vatan sevgimizle son Türk kalana kadar direneceğimizi, tek bir karış toprak veremeyeceğimizi göstermedi mi? Peki sonra ne oldu küllerinden doğan , Kurtuluş Savaşında dedelerinin omuz omuza çarpıştığı kardeşler sağ sol davasında birbirlerini katletti. Hı baktılar o yetmedi bölmeye, bir Ermeni soykırımı hikayesi attılar ki kendilerine yıllarca gel ulan gel arşivlerimiz açık bizim gibi Şanlı tarihe sahip adaletiyle dünyaya nam salmış bir ülke asla tarihimizde soykırım gibi kara leke sürmeyiz diye yıllarca anlattık hala anlatmıyor muyuz? O da yetmedi daha sonra ne oldu Türk Kürt davası attılar bu sefer, baktilar savaşla bölemiyorlar, siyasetle de beceremediler, ırkçılık tohumunu attılar. Yıllarca ayni topraklarda omuz omuza savaşmış dedelerinin kemiklerini sızlatıp kardeş kardeşi katletti. Ihanet edeni kimse kabul etmez ama ihanet bir ırka mal edilemez o kisinin bireysel eylemidir.Biz stratejik konumumuzdan ve Vatan sevgimizden dolayı Ceddimiz Osmanlı’dan bugüne kadar hep bu tarz karışıklıklarla uğraştık hala uğraşıyoruz ve uğraşacağız. Bu bizim büyük resmimize kısa bir bakıştı.

Hadi şimdi  Dünyadaki büyük resme bakalım: ABD ve Çin olayı mesela. ABD Çin’e savaş açmak istiyor ki adı üçüncü Dünya savaşı olacak. Peki Çin’in en büyük müttefiki kim? Rusya demi. Rusya bir süredir Ukrayna ile savaşta  ve kendi iç sıkıntıları var ama Rusya’nın en güçlü müttefiki kim? Tabiki Iran... Iran silahsal ve birçok açıdan en donanımlı ve güçlü, çok bulaşılmaması gereken ülkelerden biri. Nasil zayıflar? Ic savaş, yani yıllardır insanların içinde biriken öfke Mahsanin saçlarıyla sokaklara döküldü ve ülkede karışıklık çıktı, bu da sistemi zayıflatacak. Sistemi zayıflatırken ne yapiyorlar peki ? yine masumlar ölüyor. Büyük resimde ise Tam Dünya toparlanip herkes huzur icinde yaşayacakken üçüncü dünya savaşıyla yıllarca geriye gidecek tüm dünya. Bu işin kazananı da silah sanayi liderleri ve bizimle satranç taşlarıyla oynar gibi oynayan taşları elinde tutatanlar olmayacak mı?

Tüm bunları bir araya getirince olay Mahsa'nın saçlarından çok daha fazlasıdır belki de...

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.