Eneslere kıymayın beyler

  • 12.01.2022 13:03

 Enes Kara’yı hepimiz bilmek zorundayız. Hani şu cemaat yurdunda kaldığı için sosyal medyaya şikayetini video ile duyurup 7. Kattan atarak intihar eden Tıp öğrencisi Enes Kara’yı..

Esas sebebini çok güzel anlattığı videosunu izlemenizi tavsiye ederim.

Enes Kara video mesajında ''Özgür hissetmiyorum, 24 saatte kendime ayırabildiğim 3 saat falan. Buna ek olarak dönem sonlarında okuma programları oluyor ve bir hafta boyunca sabahtan akşama kadar buradaki kitaplardan okuyorsun, telefonuna falan da el koyuyorlar.'' Ayrıca derslerinin zayıf olduğu için sınıfta kalacağını söylüyor. Ayrıca 25 yıldır risale okuyan bir zararını görmeyen  babanın bir evladı ateist olduğunu söylüyor.

Doktorluk mesleğinin itibarının kalmadığını, tıp bölümünü sevmediğini, yurtdışına gitmek istediğini ve geleceğine dair kurgularında bir çıkmazda olduğunu ifade eden Enes Kara, ailesinin baskıcı bir yapısı olduğunu ve dayatmaları ile bu cemaat evinde kaldığını anlatıyor. Evle ilgili sıkıntılarını anlatıyor.

Baba hiç ders almamış gibi açıklamaları çok ilginç.

“Kaldığı yer güzel insanların kaldığı yer. Talebelerin kaldığı yer. Orada kalmasını tavsiye ettim. Devlet yurdunda başvuru yapmadık. Durumumuz iyi. Manevi olarak ahiretine faydası olsun istedim. Ben 25 yıldır Risale-i Nur okuyorum. Bir zararını görmedim. Ben bu cemaatin 25 yıldır içindeyim. Kaldığı yerde hiçbir sorun yoktu. Sürekli arkadaşlarıyla iletişim halindeydik. Birkaç ay kalır sonra alışır dedim. Cenazeyi aldık şu an dönüyoruz Hatay’a. Biz kimseden şikayetçi değiliz. Olaydan sonra durumunu daha iyi anladık” ifadelerini kullandı.

Hiçbir şey anlayamamış. Çünkü yetiştirdiği evladı Ateist olmuş ve bunun vermiş olduğu dünyevi ve uhrevi hayat kendisini bir bunalıma sürüklemiş.

Bu durumu fırsata çevirmeye çalışan muhalefet hemen fabrika ayarlarına dönerek cemaat yurtları gençleri intihara sürüklüyor derhal önlem alın kapatın diyerek gençlerimizin daha fazla ateizm tuzağına düşmelerini ister gibi bir halleri var.

 Fakat ben bu tür babalardan ve kendilerini yenileyemeyen  cemaatlerden , üniversitelerden ve devletten şikâyetçiyim.

Durum bu  fakat Dünya’nın dönüşümünden Türkiye’nin dönüşümünden ekonomik ve sosyal hayatın dönüşümünden habersiz maalesef cemaatler bulunuyor.

Cemaatler 15Temmuz’dan hiçbir ders almamış gibi bazıları hükümete tamamen düşman olmuşlar bazıları kendilerini siyasi görüş ve tavır almaktan geri çekmişler bazıları iyice siyasetin içerisine girmişler.

Çıkın sokakta gençlere sorun. Fatiha suresini biliyormusunuz  diye sorarsanız gençlerin %50si ben ateistim diyor ve kendi dünyasını ortaya koyuyor.

1995 Yılında üniversite okur iken  cemaatler, cemaat evleri ve yurtlar ne ise halen aynı. Hatta daha içe kapanmışlar hatta daha fazla geri gitmişler. Kendileri oturup bu 15 Temmuz sonrası ve pandemi sonrası bu gençleri nasıl dünyaya ve ahirete hazırlaya biliriz diye bir çalışma yapmamışlar. Halen eski tas eski hamam dünya aya giderken bazı cemaatler maalesef yaya dahi gitmiyorlar. Gençler ateizm boşluğunda kavrulurken bunların bir tutam otu yanmıyor.

Kurdukları holdinglerde ve şirketlerde keselerini ve kasalarını doldurma derdindeler.

Bir yurtta en başta belli bölümleri okuyanlar ile TIP ve Mühendislik okuyan çocuklara ayrıcalıklı bir ortam hazırlanıp özellikle Tıp okuyan öğrencilerin derslerinin çok ağır olması nedeniyle gerekirse oda ve yemek saat ve yatış kalkış saatleri esnek olmalıdır. Yoksa yurt koşulları bu öğrencilerin eğitim ve öğretim döngüsünü maalesef karşılamamaktadır.

Ayrıca biraz temeli olmayan insanlar Risale okunmasından anlamakta ve anlamlandırmakta  çok da fayda göremeyeceği içi bir yerden sonra yeni gelen öğrenci için Zulme dönüşüyor. İşkenceye dönüşüyor.

Yurtlar bu konuda gençleri hazırlamadan bir odada toplanıp İhlas Risalesinden bir bölüm okuyup bir kısmı bunu hiç anlamadan bu yurtta kalmanın bir bedeli olarak bu zorunlu anlamasan dahi anlamış gibi yapacağın bu kimisine göre sohbet, kimisine göre muhabbet, kimisine göre de işkence seanslarına katlanmak zorunda kalıyorlar.

Aziz beyler .Siz yanlış olmaya bilirisiniz. Ana kuzusu evden ilk defa ayrılmış sizin ocağınıza gelmiş had, başlayalım bu tutsağa işgenceye demeden önce bir rehber veya psikolog yardımı ile onu bu hayata hazırlamalısınız.

Dikkat edin yurtlarınızda kendini sizden gören ailelerin çocukları dahi kalmak istemiyor. Kendinizi hiç öz eleştiriye çekmiyor musunuz?

Siz hiç öz eleştiri yapmaz mısınız?

2 yıllık pandemi süresince gençlerimizi eve kapatarak ellerindeki telefon ve bilgisayarlar ile kendilerine oluşturdukları sanal dünya’’metaverse’’dünyalarını inşaa etme imkanı  zorunlu olarak verdik. Bu dünyadan çıkıp gerçek ile yüzleşmek istemiyorlar.

Baba ne söylerse söylesin.25 yıldır okuduğu risaleden bir zarar görmemiştir.Niçin zarar görsünki.Ne fayda gördüğünü anlatsa daha iyi olur.

Zarar görmediğini söylüyor fakat bu evladın 7.kattan atlayıp intihar etmesi kadar büyük bir dersten hiç nasibini alamamış. Daha ne kadar büyük bir zarar görmeyi bekleyebilirsin.

Evladını yetiştirmiş ,büyütmüş bir sürü emek verip Tıp fakültesini kazanmış.Fakat hayatının baharında Enes sisteme,babaya,yurda,yapacağı mesleğe ve Dünya’ya bir rest ve ders vererek aramızdan ayrılmış.

Bundan büyük bir hüzün olabilirmi?

Üniversiteye yeni gelen ana kuzularını ilk önce 15-20 gün bismillah deyip ders vermeden Üniversite’ye hazırlamalılar. Yalnız kalacakları bu yeni hayata hazırlanmalıdır.

Yanlış algılamalar ve anlatımlar  ile tukaka edilen doktorluk mesleğinin ne kadar prestijli bir meslek olduğunu bütün ailelerin çocuğun doktor olsun diyerek canını dişine takıp milyonlarca para harcadığı bir ortamda mesleğin içinde olup mesleğin kaymağını yiyip ama zorluklarını hep öne çıkararak gençlerimize bu meslekten soğutmalarını da anlamlandırabilmiş değilim. Doktor olacağına git Amerika’da pompacı ol diye bir söylem var. Niye bu kadar kendinizi küçültüyorsunuz.

 Bu konuda proğramlar ve anlatımlar yapmalılar. Bu konuda devlet psikolojik destek vermeli. Manevi rehberlere çok daha fazla iş düşmektedir.

Aileler çocuklarını her zamankinden fazla dinlemeliler. Zaman Metaverse zamanı. ‘Metaverse’, insanların aralarındaki etkileşim ile paylaşımların keşfedileceği bir alan olmanın yanı sıra kişinin kendi dijital avatarlarını (3 boyutlu grafiksel görüntünüz) oluşturup VR başlıklarını kullanarak iş, seyahat veya eğlence yoluyla bağlantı kurduğu sanal bir dünyada, konserler, konferanslar, iş toplantıları ve sanal geziler yapabileceği bir alan da olacak.

Yani bu dijital evrende, yani yeni dünyada oluşturduğunuz kişisel avatarınızla çalışmak, oyun oynamak, konsere gitmek, alışveriş yapmak gibi birçok günlük aktiviteyi yerine getirmeniz mümkün hale gelecekken biz halen geriye gidiyoruz.

Herkes kendini bu yeni Dünya’da biz neredeyiz diye bir resetlesin. Eneslere kıymayalım eneslere sahip çıkalım.

Gençler ateizm boşluğunda savrulurken on defa umreye gitseniz, dört defa hacca gitseniz,camii yaptırıp içinden çıkmasanız alnınızı secdeden kaldırmasanız dahi kurtuluşunuz yok..

Gençlerimize sahip çıkın..

Bu gençler bizim..

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.