CHP lideri Kılıçdaroğlu, cumhurbaşkanı adayının kriterleri konusunda, “Çalmayacak, yolsuzluk yapmayacak... Yalan söylemeyecek... İnsanlara hakaret etmeyecek... Ayrımcılık yapmayacak... En önemlisi de adil olacak” demiş.

Kılıçdaroğlu, “Adalet en önemli sorun. Cumhurbaşkanı mutlaka adil olmalı. Meslek, uzmanlık önemli. Cumhurbaşkanı devleti tanımalı, iktisat bilmeli" ifadesini kullanmış.

CHP lideri ayrıca, “Cumhurbaşkanı, egosunu yenmiş olmalı. Yetkilerini devretmeye hazır olmalı" diye konuşmuş.

Rahmetlik Erbakan hocanın bir hikayesi var. Daha doğrusu ona atfedilir.

Bir çelik kapılı odaya bir oda dolusu altın koyun. Kapıyı kapatıp kilitleyin. Kapıya da 10 tane silahlı bekçi koyun.

O altınlar eksilir.

Allah korkusu olan birisine de pazar yerinde  1 çuval altın verin, teslim etseniz eksilmez artar der.

Bunu da anlatırken Milli Görüş budur der.

Herşeyi söylemiş ‘’Allah korkusu’’ olan dememiş..

"Jahrein" olarak tanınan ve muhalefeti destekleyen sosyal medya fenomeni Ahmet Sonuç'un, CHP'li İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun açıklamalarına tepki gösterip "Sistemi bilen herkes oy bölünmesinin artık zırva olduğunun farkındadır herhalde… Birinci turda herkes istediğine oy versin. Bütün siyasi partiler aday çıkarsın. Kimin kaç kişi olduğunu görelim. Ondan sonra tuvalet terliği de gelse oyu basacağız. Bu noktada yapacak bir şey yok" demesini

"Bu normal değil. Böyle bir muhalefet tarzı yok. 'Mevzubahis Erdoğan'ın gitmesi ise, vatan teferruattır' kafası bu"  demiş bir gazetecide köşesinde..

Şöyle devam etmiş Hikmet Genç;

Tuvalet terliği" de gelse oyu basacağız.

Bu normal değil. Böyle bir muhalefet tarzı yok. "Mevzubahis Erdoğan'ın gitmesi ise, vatan teferruattır" kafası bu. Yani ülke yansın bitsin kül olsun, sorun değil!

"Ülkeyi tuvalet terliğine teslim ederim" demek, bu demek.

Dün ile bugünün Türkiye'sini mukayese etmeyeceksin. Hizmetleri hakikatleri görmeyeceksin. Rasyonel düşünmeyeceksin. 'İçerik üretirken' küresel tezgahları, çatışmaları, dünyayı takip etmeyeceksin.

Ama muhalif olarak aday "tuvalet terliği" de olsa, oyu basacaksın, öyle mi?!

Tamam 'oyunu tuvalet terliğine basma' demiyoruz. Basacaksan yine bas da, bunu niye şimdi söylüyorsun?..

Önceden söylesene!

Adaylık için birbirlerini yiyorlar. Biri; "Ya bana katıl ya önümden çekil" diyor. Öteki ısınma turları yapıyor. Bir diğeri başbakan olmak için sırasını bekliyor.

Halbuki bir "tuvalet terliği" yetiyor!..

Boşuna kavga ediyorlar. Tuvalet terliği yahu. Politika üretmesine, hatta konuşmasına bile gerek yok.

Neticede tuvalet terliği.., "Zart zurt" diye ses çıkarsa yeter!

Sonra şikayet etmeyeceksin ama. Öyle "elim kırılaydı da, oy vermeyeydim de..." yok.

Hem tuvalet terliği bu, kime şikayet edeceksin?.. Yüznumara ibriğine mi?!..

Bi de şunu merak ediyorum. Tuvalet terliği hakkında hangi içeriği üreteceksin?

Çok moktan bir içerik olmaz mı?!.."

Bir insan için en müstesna yerdir tuvaletler.

Herkesin 10 çift ayakkabısı olur. Bir evde 50 çift ayakkabı olur. Ama Tuvalet terliği genellikle tek olur. Çocuklar bile o büyük terliği giyer bazen.

Tuvaletten dışarı çıkmaz.

Ara ıra sıcak su ile çamaşır suyu ile temizlenir.

Evin en orta malı eşyasıdır.

Ama yalan söylemez, herkesten nasibini alır çalmaz.

Herkes kullansa dahi sesi soluğu çıkmaz.

En önemlisi de çok adildir.

İlaçlı suya batırıp çıkarılınca tertemiz olur.

Bir tuvalet terliğini alıp analize göndersen tüm evin hastalıkları, yedikleri, içtikleri her şeyi söyler.

Yaptığı görevin uzmanıdır.

Ara sıra değişim zamanı gelince başka bir şeyde kullanılmaz yakılıp imha edilir.

Sır küpüdür.Egosu yoktur.

Yetkisini hemen yeni terliğe devredip veda eder.

Kim olduğunu halen çıkaramadınız değilmi?

Dışarıdan gelen sadece misafirlerin giydiği

Annemizin kızınca arkamızdan salladığı terlik…

Başımıza vurduğu terlik.

Ay da yıl da bir kullanılan terlik.

 Misafir terliği.