Kabri ışıklar içinde olsun Nur Yerlitaş şıkır şıkır kıyafetler tasarlar Ünlü modacı Faruk Saraç imzalı smokin ile sahneye çıkar beyefendi, at nalı küpeli  kürklü aklı başında sanatçılarımız vardı.

Bülent Ersoy ablamız kurban olmuyordu bize ama Allah deyince yer gök sallanıyordu.

Eskiden Sezen Aksu vardı deli kızın türküsü tükenirken kimse geri dönmedi..

Tarkan yakalarsa öpecekti fakat bunların geççeceğini unutmamalıydı.

Serdar Ortaç vardı kumarda karabiberini kaybedip padişahlığı son buldu.

Muazzez Ersoy vardı karagözlümü bir fıncan kahve olup unutursun diye çok korkuyordu.

İsmail Türüt vardı İstanbul kıza suzan yat kollarıma uzanın diye bağırınca horona duran uşaklar Sedat Peker'e şarkı yapınca bir deli çavuş videosu ile patladı gitti.

Uğur Işılak vardı aklına düşünce dombıra yapıp ister gel ister gelme derdi artık gelmiyoruz..

Orhan Gencebay vardı hatasız kulları akşam güneşinde batsın bu dünya diyerek sever gibi yapıyordu.

Ebru Gündeş vardı cennette demir atmıştı yalnızlığa

Atena vardı kafasına göre holiganlık yapıp öpüyordu.

Emrah vardı onun bebeğinden ayrılamıyordu.

Mustafa Sandal vardı onun arabası vardı bastımı gaza giderdi.

Faruk K vardı azar azar azan milleti bam bom bombalayınca honki ponki kaybolup gitti.

Gökhan Özen vardı aramazsan arama dedi kimse bir daha aramadı..

Yıldız Tilbe ablamız delikanlım yürü anca gidersin dedi ama yürümedi..

Petek Dinçöz foolish casanova söylemez ise olmazdı ama doktor yetişmedi.

Yeniler geldi.

Yeni yetmeler yırtık elbiseli, iki parça elbiseli.

İbo show'a çıkmalarına gerek yoktu. Arena'ya Uğur Dündar haber yaparsa patlamalarına gerek yok.

Beyaz Show'a çıkarsa bu iş tamamdır demeyen.

Bir eser Youtube koy, kimsenin sözlerini ezberleme imkanı çoğunuda anlama imkanı olmayan Ahmet Selçuk İlhan sözlerini yazdığı Ferdi Tayfur'un bestelediği eserlere gerek yok.

Yaz, çiz, sil,boya işte rengarenk dünya

Dünya Düzce günleri 1-8 Ağustos'ta kimler geliyor.

Gençler biliyor.2000 sonrası kuşak dinlerken kulaklarda kaybolan kulaklıklar ile veya başa geçen kulaklıklar ile dinlerken, kendilerinden geçip yürüyüşleri dahi değişip el kol hareketleri bile farklılaşırken yeni jenarasyon gümbür gümbür geliyor.

Hem de bam bam bam diye...

Fatma Turgut aşk tadında hatalar yapıp dururken,

Otobüs pardon retrobüs platonik vecihi hürkuşu ankara rüzgarlarına teslim ederken

Ayaz Erdoğan cumhurbaşkanının soy ismi aynı diye 69 milyon dinlenen müthiş eserini tek ben mi dinlemedim?

İmerafera Karadeniz’i Düzce'ye taşırken ben yanlış yapmam horon ederken,

Şevval Ekiz o ses Türkiye'de bizi zalım deyip bizi halımıza bırakırken

Kolpa gurur benim neyime deyip durup bizi kolpaya getirirse

Ayşe Taş dedeler ve nineler ve benim için biraz nostalji yapıp bizi eskiye götürürken,

Derya Uluğ kimseyi beğenmez olmuş ensesine konuşanları Faruk Amca'nın davetine icabet edip Düzcelileri coşturmaya geliyor.

10 yıl sonra Düzce bir festival görecek.

Hazır mısınız duymaya?

Düzce Günleri Anıtpark'ta başlıyor.

Mustafa Yıldızdoğan gelseydi gider Türkiye’mi hep bir ağızdan söylerdik. Ama hep mi beni binler tek ağızdan söylerken Ayaz Erdoğan'a eşlik edecektir.

Zamanımız doldu.

Biz eskidik.

Yeniler geldi Dünya’ya..

Yeni jenerasyon çok iyi.

Biz bilmesek de eserleri ezbere gençler kaleşnikof gibi patlatıyorlar eserleri.

Hadi bizde gidelim.

Belki nasibimizi alırız.

Helal olsun Faruk Özlü başkan Düzce’nin bayağı ihtiyacı vardı…

Bu günlere…