- 22.02.2023 23:06
Yarın başlıyoruz.
Neye kardeşim?
Köylerde yıkılan ev ,ahır, samanlık ne varsa yenisini yapmaya..
Yapma yahu?
1 Yılda da tüm bölgeyi ayağa kaldıracağız.
Yok yahu! diyen yok.
Ne ‘Bir yıl içinde yıkılan 11 şehirde bahsettiğin imar hareketini yapamazsın’ diyebiliyorlar .
Ne de ‘ Ey depremzede üzülme biz gelirsek de yaparız’ diyebiliyorlar.
Bunlar ancak kentsel dönüşüme hayır mitingleri yaparak ’’ ranta dur’’diyeceklerini düşünürler.Esasen sonrada utanmadan devlet yok diyenler de bunlar.
Söyledikleri ; ülkenin dörte biri yıkılırken binlerce sokakta, kırk bin konut enkaza dönmüşken ‘neden aynı gün bu binalara ulaşamadınız…’
Yahu tatile dahi giderken hazırlanmamız 4-5 saat sürüyor. Koskoca bir coğrafya yıkılmış bunlar ilk gün ‘devlet yok, afad yok’ demeye başladılar.
6 Şubat'taki depremin ardından Ekşi Sözlük'te tıpkı Babala Tv'deki gibi binlerce sahte yardım çağrısı devletin ve Afad'ın ortada olmadığı notlarıyla birlikte paylaşılmaya başlandı. O geceden itibaren 15 Şubat'a kadar girilen entrylerin %70'i şu an ortada yok. Milleti galeyana getirme tertip delilleri yok edildi.
İç savaş çığırtkanları bile bağırmaya başladı. Baraj patladı. Suriyeliler yurdu yağmaladı. Bir sürü yalan paylaşım.
Sonrada Ekşi sözlüğe(çöplüğe) niye erişim engeli geldi.
Aklı başında her vatandaş elbette görüyor muhalefetin bu aciz, bitik halini. İktidar da görüyor.
Ve dün grup toplantısında Bahçeli’nin ‘hodri meydan seçim’ çıkışının altında da bu yatıyor.
Kimse yürek yemedi. Fakat bu aciz muhalefetten bir beklenti olmayacağını millet görüyor.
Bazılarına göre de ortada bir felaket yok.
İsmet Özel yıllar önce şöyle yazmış.
Bugünlere geldik; gelmeyebilirdik. Bazılarına göre “ortada bir felâket yok” fikri vardır. Ben burada bir felâket olduğu kanaatindeyim. Biz felâketin eşiğinde falan filan değiliz, felâketin içindeyiz şu anda. Felâket var yani. Eğer bu bir sel felâketiyse sular akıyor; bir depremse sarsılıyoruz; bir yangınsa cayır cayır yanıyoruz. Ama böyle bir hale gelmiş Türk toplumu; bunun bir felâket olduğunu hissetmiyor. Ben de tabii ki bu hissizlik karşısında çok rahatsızım.
Niye çok rahatsızım.
Evet çok rahatsızız. Bu yaralı parmağı sarmayan, üşüyen bir eli tutmayan , bir yetim başı okşamayan bu muhalefetten ve sosyal medya çöplüğünden rahatsızız.
Görünür gibi yapmayın , görünmeyin yeter. Millet samimiyetinizi anlıyor. Muhalefet yapmak için bugünü siyasete devşirmeye çalışanlardan bu millet sizden rahatsız.
Birde belli bir yerde devletin bir kurumunda çalışıp makam aracının deposunu devletin parası ile fulleyip iki makam şoförü ile deprem bölgesine gidip bir enkazın başında durup fotoğraf çektiren sonra da deprem bölgesini yakından inceledi diye paylaşım yapan dümdükler.
Siz deprem bölgesine giderken Pınarbaşı ile Göksun arasındaki Sarız da Kıskaçlı da yediğiniz parasını da fişini alarak devlete ödetmeyi düşündüğünüz kavurmayı öve öve bitiremezsiniz. Millette çadırlarda mercimek çorba içer.
Birde devlet kurumlarında çalışan bazı yöneticiler, müdürler, bürokratlar ‘’hayırdır şekerim gezi nereye?’’ diye sorsa milletimiz ne cevap vereceksiniz. Yemin ediyorum sizden iğreniyoruz.
Hayırdır. Moloz görmek için, acı ve göz yaşı görmek için devletin parasını bu zamanda yakamazsınız.
Ha yaktınız. Arabanızın arkasına bir çikolatalı gofret alında hiç değilse sizi karınca misali İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misalinde adam yerine koyalım.
Biraz utanın..
NOT:Bu anlattığım kişi Düzce’de bir kurumda yönetici. Bu anlattığım olayı da birisi bir yerde anlatırken duydum.
Ben onun yalancısıyım.
Kıskaçlı’da tesiste üç kişi yediğiniz 4 kavurmanın hesabı 475 TL.. Kredi kart çekmişsiniz. Devletten parasını alırsanız haberim olur ise buradan kişiyi ve ünvanını da açıklayacağım. Not bu kişi bir siyasetçi değil. Bir kurum da yöneticidir. Sizden sonra hesap ödeyen ve 10 günün üzerine Maraş’tan dönen arama kurtarma da ki beyefendi de aracınızın fotoğrafı da var.
Yorum Yap