Seni düşüne düşüne düşüme giriyorsun Onun için ben, gündüzlerden çok geceleri sever oldum. Senin olmadığın yerde güneş yok bana. Ateş yok bana.. Hayat yok bana...diye yazmış Osman Yüksel Serdengeçti üstadımız.

Bugün bir dostumuzun 40 yaşlarındaki damadının cenazesine gittiğimde aklıma geldi. Ölülerin düşüncesi olmaz ölümden ders alıp düşünmemiz gerektiğini. Ölülerin bizi duymadığı biliriz ama mezarında Kur’an okuruz. Ruhuna. Ruh ölmez mi? 

‘Düşünce mi çürür, insan mı?

İnsan mı düşünceyi yaratır. Allah insanı yarattı. Düşünmeyi de yaratan Allah . O halde yaratanla yaratamayan bir olur mu? Siz düşünmez misiniz? /(nahl suresi 17)sorusuna ne cavap veririz.

Allah’ın ilk emri, akıl sahiplerine “Oku” olmuştur. Okuyup öğrenmek, öğrenip düşünmek, düşünüp doğru yola yönelmek. Çeşitli ayetlerde yaklaşık 80 defa insanın düşünmesi üzerine emir vardır.

Düşünce mi insanı! İnsanı canlı tutan kalp midir düşünce mi?

Düşünce ve insan birlikte bir yola çıkmışlar...

Düşünce insana ‘önce ben varım ‘demiş..

İnsan elini kaldırmış ‘hayır önce ben varım ‘demiş. Nankör insan.

Düşünce başını alıp çekip gitmiş. İnsan düşünceye hasret

İşte o günden sonra,

İnsan eskisi gibi hiç tam olamamış. Hep tam eksik.

Hep eksik. Allah düşünen insanı yarattı da tövbe haşa önce yaratıp sonra unutuyorsun diyen Müslüm Baba gibi isyan ettirdiği için mi düşünmemizi aldı.

Prof Dr.Oğuz İnel ; düşünme becerisi kazandırmadan düşünce öğretmeye odaklanan eğitim sistemine getirdiği eleştirilerle , okurlarını bu sisteme karşı isyana kışkırttığı da gözden kaçmayan bir kitabı var. Düşünmek üzerine düşünmek diye.

Düşünmek insanı boğar bazen, elini eteğini dünyadan her şeyden çektirdiği gibi, üstüne ızdıraplar tattırır. İnsan canına kıyar. Sebep nedir? Çok düşünmek. Cemil Meriç’in “ya inanacaksın ya intihar edeceksin başka yolu yok” dediği sınırlarda gezindirir, aklın işkence aletine dönüşmüş soruları karşısında çaresizleştirir, adeta iki büklüm eder. Ve varlık ile hiçlik arasında bırakır seni.

Ben de insana insan düşünen bir hayvandır diyen felsefe öğretmenime bazı hayvanlar bizden akıllı ama galiba düşünmüyorlar dediğimde başlayan tartışmaları çok severdim.

Bugün “gerçekler acıdır biber de acıdır, o halde biber gerçektir” diye lise öğrencilerinin dalga geçmesi acı sizin yiyemediğinizdir diyen fenomen acıdan bağırırken yandım diyerek ‘abi acı atayım mı?’’ diyen Tostçu Mahmut’un 200Km hızla bir kamyonla kafa kafaya çarpışıp açı veren bir görüntü de tost olmuş bir araçta biber kadar acı bir ölümü bizi düşünmeye sevk etmeli. Gidişi bile kattığı açı kadar düşünceli. Ama gerçek ve uygulamalı.

Onun için insan düşünmeyince ölürmüş bence.

Çünkü bizler iki aleme de inanıyoruz. Ahiret varsa. Ölüm gerçek ise canlıdır. Ölümden ders çıkarmamak  düşüncesizlik ve gerçek ölüm.

Osman Yüksel şiirinde

İş bildiğin gibi değil. Bilmediğin gibi...  

Sen kendine bakma, bana bak.

Neler oluyor o zaman anlarsın.

Öldüğüm zaman mezarıma gel.

 De ki ' bu adam benden neler çekti.

 Ey toprak, böyle bir dertliyi sen nasıl çekiyorsun...

Toprak bizi kabul ederken hiç düşünmezmisiniz?

Ölüm gerçek dünya yalansa hazır olmayı düşünmeliyiz.

Yada inanıp kurtulmalıyız.