SENİ SEVMEYE EKSİĞİM.KALBİMİN ÜZERİNE YEMİN EDERİM.

  • 5.12.2022 12:31

 

Eskiler müstağni olmak diye tabir etmiş; muhtaç olmamayı, hiç birşeyin eksikliğini hissetmemeyi.

Bu sıfatı da yalnız Allah’a izafe etmişlerdir. Yaratıcıyla yaratılan insan arasındaki en temel farklıllık budur. Allah yarattıkları hiçbir kula ihtiyaç duymaz. Herhangi bir varlığa ihtiyacı yoktur. Onun hiçbir nesneye de ihtiyaç duymadığını niteleyen sıfatı vardır.

Bizim O’ndan başka bir şeyimiz olmadığı gün eksikliğimiz bitmeye başlıyor sadece.

Esasen kaybolan şükürdür. O nedenle hep eksikliğini hissederiz bir şeylerin.

 

Mutluluğun nihai tanımı; hiçbirşeye ihtiyaç duymayacak hale gelmektir.

Mutlu olan var mıdır şu hayatta.

 Eksik yoktur, her şey olması gerektiği gibidir. Fakat hiçbir tam zaman olmaz.

 

Burdan anlıyoruz ki, insanoğlu kendini bir şey sanıp ilahlaşmadığı sürece hep bir şeylerin eksikliğini hissedecektir.

İnsan  hiçbir zaman salt mutluluğu yaşayamayacaktır.

Yaşamak için hep bir nedenimiz olduğunu bu nedenin peşinden koşarken hayat denen zaman çıngırdağının bozulmasını bile bile izleriz.

Buna da anı deriz.

Bir gün bizde anı olur gideriz.

Şair İsmail Kırboğa ne güzel demiş.

https://www.facebook.com/ismail.kirboga.3

Nerden baksam eksiğim, tenha sahipsiz...

Eksiğim, yağmurda düşen yaprakta en son hayalin.

Eksiğim, kalbimin üzerine yemin ederim.

 Seni sevmeye eksiğim. Ellerim soğuk, halim harap.

Günlerden eski bir pazartesi kimler gitti, diye saydım, saydım, saydım.

Bir hicran yarası düştü, ciğerime.

Düğümlendi, boğazımda sesler.

Eskidenmiş, en güzel baharım. Tüm hayatım aktı, ellerimden.

Kim suçlu kalbim mi?

Bakışlarım mı?

Kendimi savursam kül olmuş.

Dehlizlere, yalan olmuş çocuksu bakışlarım. Tüm satırlarda asırlık bir çınardım. Kimisi için sadece gölge, annemin ayak izlerine yakın sevincine uzak. Eskiyorum, şehirlerde.

Yeni değil eskiden kaybedilmiş, zamanlarda.

İyi bir kalp beni anlar...

Eksikliği en iyi bir iyi  kalp anlar.

Çünkü o hiçbir kuvvet olmadan yıllarca çalışır. Sürekli kasılıp gevşeyerek çalışır ve ortalama olarak dakikada 70, günde 104.000 ve yılda 38 milyon kez kasılarak, içindeki kanı vücuda pompalar. Kasılma sırasında ilk önce kulakçıklar kasılıp kanı karıncıklara pompalar, daha sonra ise karıncıklar kasılarak kanı kalpten vücuda pompalar.

Ama ne eksilir ,ise durur. Ona bu kuvveti veren yaratıcı ondan çıktığında can eksilir.

Hayat eksilir.

Ve zaman durur. İnsan için değil kalp için zaman durur.

Kalbin bu merkezi konumundan dolayı Hz. Peygamber’in en sık yaptığı dualardan biri de "Ey kalbleri halden hale evirip çeviren Allah’ım! Kalbimi dinin üzerine sabit kıl!" şeklindedir. Bir gün kendisine: "Ey Allah'ın resulü! Biz sana ve senin getirdiklerine inandık. Sen bizim hakkımızda korkuyor musun?" denildiğinde şu şekilde cevap verdi: "Evet! Kalbler, Rahman'ın iki parmağı arasındadır. Onları istediği gibi çevirir."

Hz. Peygamber sahabilere “Ey kalbleri değiştiren, evirip çeviren Allah’ım, kalbimi dinin ve taatin üzerine sabit kıl” şeklinde dua etmelerini de tavsiye etmiştir.

Bizde dua edelim.

Kalbimize Rabbim eksikliğini vermesin.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.