NEYİMİZ VARDI?

  • 21.02.2023 21:38

Katlarımız, işyerlerimiz, fabrikalarımız, villlalarımız, yazlıklarımız vardı.

Residanslarımız, towerlarımız, sitelerimiz, gökdelenlerimiz vardı.

Yatlarımız, arabalarımız, motorlarımız, traktörlerimiz vardı.

Altından tabaklarımız, kaz tüyünden yataklarımız, ipek şallarımız vardı.

Sabah gidecek işimiz, ustamız, mühendisimiz, çıraklarımız vardı.

Makinelerimiz, tezgahlarımız, takımlarımız vardı.

Yeni aldığımız yemek masamız, diktirdiğimiz perdelerimiz, akıllı süpürgelerimiz vardı.

İneklerimiz, koyunlarımız, tavuklarımız, güvercinlerimiz, muhabbet kuşlarımız vardı.

Annemiz, babamız, abimiz, ablamız, yeğenimiz, çocuklarımız vardı.

Yine var.

Fakat eksiklerimiz var.

Sadece 50 Sn.de yerle bir olan hayatları içerisinde kurtulan canlar veya şehitlerimiz gazilerimiz var.

Birileri yıkıldık sanıyorlar, donduk  bittik sanıyorlar ama titremedik, üşümedik tohum olup toprağa yeniden yeşermek için toprağa düştük.

Ama dimdik ayakta duran devletimiz, milletimiz ve tek yürek kardeşlerimiz var.

Kalanlara sarılıp bismillah deyip tekrar başlayacağız.

Esasen hiçbir şeyimiz yoktu. Var olanlarda bize emanet olarak verilmişti.

Veren de O alanda O(c.c.).

-Pekiyi deprem Allah'ın işi ise , Allah neden bu tahribata ve bu zulme izin veriyor?

-Depremin zulüm olduğunu kim söyledi ve kim öğretti size? Yumurtanın kırılıp içinden civcivin çıkması veya yumurtanın kırılıp omlet olması, insanın midesine girip insana dönüşmesi yumurtaya haksızlık mı, yoksa rahmet midir? Depremde de bir kırılma var. Bu doğru. Depremde çok canlar gitti, çok canlar yandı, ama o canlardan nice canlar çıkacak biliyor musunuz? Toprağa düşen bir buğdayı, başağa ve yüz buğdaya dönüştüren Allah, depremde toprağa düşen masum canları da ebedileştirecek, cennette ebedi bir mutluluğa kavuşturacaktır.

Şeyh Sa'di Şirazi der ki: "Toprağın gül bitirmesine şaşmayın. Düşünün. Oraya nice gal endamlılar girmiştir." Toprağa düşen gülün tohumunu zayi etmeyen Allah, toprağa düşen gül gibi mümin, muttaki insanları zayi eder mi?

Bir kısmımız hayatı sadece bu dünyadan ibaret sandığımız için yanılıyoruz. O elimizden çıkınca her şeyin bittiğini sanıyoruz Sebep ne olursa olsun, biz ölünce, fani hayattan baki hayata geçiyoruz.

Yine sebep ister sel, ister yangın, ister bir cani, ister savaş, ister deprem olsun, unutmayalım ki, ölümü de, hayatı da yaratan Allah'tır. Fakat Allah suçlu değildir. Bu afetlerde ve ölümlerde suçlu olanlar, zulüm ve günahlarıyla afetlere davetiye çıkaranlardır. Sağlam olmayan yere, sağlam olmayan malzeme ile sağlam olmayan binalar yapanlardır.

Neyimiz var ki bu dünya da, her şeyimizi kaybettik diyoruz.

Bir efkarlı ömrümüz,

Bir demli çayımız,

Peş peşe efkarla yaktığımız cigaramız..

Birde içimize döktüğümüz gözyaşlarımız..

Bir de yanık türkülerimiz kaldı geriye..

Hep sen mi ağladın, hep sen mi yandın?

Ben de gülemedim; yalan dünyada

Sen beni gönlümce mutlu mu sandın?

Ömrümü boş yere çalan dünyada

Ah, yalan dünyada, yalan dünyada

Yalandan yüzüme gülen dünyada

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.