SADECE BENİM ANNEM OLDU..

  • 8.03.2023 08:46

 

Beni bir köy evinde doğurdu.

Özel hastaneler, özel doktorlar, doğum fotoğrafçıları, çiçekçiler, çikolatalar yoktu.

Komşular lohusa şerbeti ikram ettiler.. Vişne suyundan, gül suyundan şekerden yapılmış.

 Yemedi ilk önce ekmeğin yumuşak tarafını bana yedirdi. Sıcak çorbayı ağzı yanarak o yedi. Üfleyip bana verdi. Komşuya gittiğinde sofraya konulan mandalini gizlice cebine koyup bana getirdi yedirdi.

Emziğim kaybolduğunda tülbentinin içerisine şekerli ekmek koyup beni uyuttu.

Gün ağarmadan orakla ot biçmeye gittiğinde beni de yanına götürdü.

Ahıra gittiğinde beni sırtına bağlayıp ineklerin sütünü sağdı. Temizliğini yaptı. Samanını attı.

Höllük eleyip, onu sıcak olsun diye sobanın fırınında ısıtıp bana sardı. Zamanında hiç çocuk bezi görmedi.

Karşılık beklemeden sevdi. Kendisi yırtık çarık giydi. Karadeniz Çarıklarının uçları sivri, boğazları açıktır. Kara Lastik hani Trabzon lastiği adıyla bilinir. Kendinden topuklu, bir çok renk ve çeşidi bulunan lastik ayakkabı yıllar sonra aldığımda Vakko’dan ayakkabı almışım gibi sevindi. Ama bana babamın maaşının iyi bir kısmını vererek takım elbise ayakkabı aldı.

Çoçukları iş, güç sahibi yuva kurana kadar hayatında hiç 5 yıldızlı otelde kalmadı. Denize ayağını soktuğunu hatırlarım sadece. Yıldızsız otellerde de kalmadı. Hiç tatile gitmedi.

Hiç lüks bir restoranda yemek yemedi. Hiç bir Kafede oturup markalı kahveler içmedi. Hasta olduğunda taksi çağırıp hastaneye gitmedi.

Babam veya ben motorsikletin arkasına bindirip her yere giderdik. Hiç arabaları da olmadı .Arabanın olabilmesi için ehliyetin olması gerekti. Lüzum dahi göremediler.

 Hiç marka giymedi. Karaçarşaf kadar hüzünlü, pardesüye geçecek kadar modern oldu. Sadece bir çantası vardı.60 yaşından sonra Belediye’nin açtığı okuma yazma kursundan okuma yazma öğrendi.

70 Yaşına kadar akıllı telefonu dahi olmadı. Geçen yıllara kadar eski kontürlü telefonu vardı.

 Hiç kuaföre gidip bakım yaptırmadı. Kuaföre genç kız iken gitmiş midir bilemem ama annemken kuaför nedir bilmedi. Saçlarını kendi eliyle bitki dikiş kutusundaki makası ile kesti.

Hiç maaşı olmadı. Ektiğimiz ufak bir bahçedeki ürünleri satarsak cebi para gördü. Yada babamın verdiği harçlıkla hayat sürdü. Hiç cüzdanı olduğunu hatırlamam parası kredi kartı olmadığı için. Banka hesap numarası dahi olmadı.

‘’Yavrum yanar yavrusuna, ben yanarım yavruma.’’ diyerek hep korudu ve kolladı.

Sardı, kokladı.

Her kapıdan çıktığımda gözleri doldu yanakları ıslandı.

Allah’a ısmarladı.

Sadece benim annem oldu.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.