TSO seçimleri ve gazetecilik!

DüzceSonHaber

TSO seçimleri ve gazetecilik!
29.09.2022 - 10:14
Kaynak: Haber Merkezi

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası seçimleri öncesi TSO Meclis Başkanı Ahmet Dertli ile TSO Yönetim kurulu Başkanı Tuncay Şahin arasındaki gerginlik devam ederken, Düzce’nin önemli basın kuruluşlarından Oxijen Medya, olaylara gazetecilik gözüyle bakarak değerlendirmelerde bulundu.

İşte Oxijen Medya’nın ders niteliğindeki değerlendirmeleri

Düzce TSO Meclis Başkanı Ahmet Dertli, Oda şirketinin hesaplarında usulsüzlük olduğu iddiasıyla şikayetçi oldu. Dertli, TSO şirketinin OSB’deki bir inşaat işini bir firmaya verdiğini belirterek, “Bu inşaat için Düzce TSO Hizmet firmasından 16.897.205,08 TL + KDV para ödenmiş, bunun karşılığında 14.902.184,40 TL tahsilat yapılmıştır. Burada 1.995.020,68 TL zarar edilmiştir” diyerek, “Bende bu delil ve bilgiler çerçevesinde şirketin banka hesaplarında olması gereken paraların olmaması, şirketin kasıtlı zarar ettirilmesi, hususları başta olmak üzere bu hafta başı Düzce TSO Meclis Başkanı olarak Düzce Cumhuriyet savcılığına müracaat ettim” dedi.

Düzce Ticaret ve Sanayi Odası Yönetim Kurulu Başkanı Tuncay Şahin, TSO Meclis Başkanı Ahmet Dertli’nin, TSO’ya ait şirketi ile alakalı iddialarına cevap verdi. Şahin, ““Düzce Cumhuriyet Savcılığı iddiaları incelemiş ve soruşturmaya yer olmadığına karar vermiştir. Yüce Türk yargısı hukuka ve adalete uygun en doğru kararı vererek, günlerdir iftiralarla algı operasyonu yapan şahıslara da gereken cevabı vermiştir” dedi.

 

Tuncay Şahin basın açıklamasından analizler:

Tuncay Şahin “Ahmet Dertli Kendisine baksın” diyerek, bir takım iddialarda bulundu- YANLIŞ. Şahin’in tek rakibi Dertli değil ve basın açıklamasını Dertli üzerine kurgulamak yerine, yaptığı çalışmaları anlatmalıydı.

4 yılda yaptığı hizmetleri anlattı- DOĞRU ancak tüm bunları yaparken, Düzce için sosyal sorumluluk projelerinde yer almak, Düzce’nin sorunlarının çözümünde öncülük etmek, Düzce’nin gelişimine katkı sağlamak gibi TSO’nun  önemli misyonlarını da yerine getirmeliydi.

Şahin oldukça gergin bir tavır sergiledi.- YANLIŞ.  Sakin bir şekilde, açıklamasını yaptıktan sonra basın mensuplarının sorularını cevaplayıp toplantıyı sona erdirmeliydi.

İddialara savcılık kararıyla yanıt verdi. YANLIŞ. Hakkındaki iddialarla ilgili bahsi geçen mizanları basınla paylaşmalı, Photoshop olduğunu iddia ettiği belgenin orijinal halini göstererek, elini güçlendirmeliydi.

Bir basın mensubuna müptezel dedi. YANLIŞ. Basın toplantısında hiçbir basın mensubuna gerekçesi ne olursa olsun, kişisel ithamlarda bunmamalı, kişisel sorunlarını meslek onurunu rencide edici bir hale dönüştürmemeliydi.

“Seçilemezsem Antep caddesinde arap radyosu dinler gibi beni dinlersiniz” dedi. YANLIŞ. Söyleyecek sözü varsa şimdi söylemeli, seçilmezsem konuşurum bak diyerek kimseyi tehdit etmemeliydi.

Şahin’in basın açıklamasındaki tavrı ve konuşma şekli YANLIŞ.  TTSO Başkanının sokak ağzı ile konuşmak yerine, daha kurumsal bir tavır ile açıklama yapması, topluma örnek olması, temsil ettiği kurum ve kuruluşlara yakışır bir tavır sergilemesi gerekirdi.

Düzce’nin ihtiyacı olan şey, seçim dönemlerinde birbirini kırıp geçiren yöneticilerden ziyade, Düzce için faydalı işler yapacak, Düzce’yi öncelikleri arasında tutacak, birleştirip, bütünleştirici, sorunları bilen ve çözüm üretme noktasında inisiyatif alabilecek, tüm enerjisini Düzce’nin gelişimi için harcayacak bir başkan olmalı.

 

BANA DOKUNMAYAN YILAN BİN YAŞASIN!

Dün Mevcut TSO Başkanı Tuncay Şahin, yaptığı basın açıklamasının ardından soru cevap kısmında, TSO Meclis Başkanı’nın TSO’da  yapıldığını iddia ettiği usulsüzlükle ilgili Adliyeye yaptığı şikayeti haberleştiren bir basın kuruluşu yöneticisi hakkında “müptezel gazeteci” diye hitap etmiş ve Düzce’de gazetecilik yapan arkadaşlarımızdan bir tanesi hariç diğerleri bu söylem karşısında sessizliğini korumuştur.

Bizler basın kurum ve çalışanları olarak, kendi aramızda rekabet eder, zaman zaman haberlerimizle çatışırız, karşı karşıya geliriz.  Konulara aynı fikir ve aynı yönde bakmayabilir, aynı tarafta yer almayabiliriz. İnandığımız doğruların peşinde istediğimiz yöne gidebilir, birbirimizi eleştirir, yanlışlarımızı dile getirebiliriz.

Amma ve lakin….

Hiçbir kurum, kuruluş ve kişi tarafından bir meslektaşımıza ve dolaylı olarak mesleğimize hakaret edilmesine izin vermemeliyiz. Ortak tavır, ortak söylem ve ortak eylem gücümüzü birleştirmeli, gerektiğinde birlikte hareket edebilmeliyiz. 

Unutmayalım ki;

Bugün sorun yaşadığı basın kuruluşuyla ilgili onlarca gazetecinin önünde sokak ağzı ile söylem yapabilenlere ses çıkarmayan meslektaşlarımız;

Yarın başka bir kurumla ilgili sizler ve bizler de sorun yaşadığımızda aynı tutumlara maruz kalmayacağımızı mı düşünüyorsunuz?

Düzce’nin yararına olmadığını düşündüğümüz şeyleri eleştirdiğimizde, sorguladığımızda, yanlışları yazdığımızda ve bu durum birilerini huzursuz ettiğinde, o  basın toplantısının kötü çocuğu bizler de olabiliriz.

Hep birlikte susarak, cevap vermeyerek, tepki göstermeyerek, ortak hareket etme bilincini yitirerek, Gazetecilik mesleğini birilerinin keyfine göre dizayn etmesine izin vermiş olmuyor muyuz?

Bana dokunmayan yılan bin yaşasın mantığıyla, o yılanın bizi sokmayacağını mı garantiliyoruz?

Hiçbir şartta, meslektaşlarımız hakkında küçük düşürücü ve önemsizleştirici cümleler kullanılmasına izin vermemeli, gereken tepkiyi anında ve yerinde vererek,  gazetecilik onurumuzu korumayı öğrenmeliyiz.

 

ÖREK OLMALIYDI

 Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Düzce Şube Başkanının, basın toplantısında kendi üyesi olmasa bile bir gazeteci hakkında söylenen bu mesnetsizce cümle karşısında, mesleğin onurunu korumasını ve meslek büyüğümüz olarak örnek bir tavır sergilemesini beklerdik.


Editör: D. Son Haber