Aile hekimleri raporlardan şikayetçi

Tezcan SOLMAZ/DÜZCESONHABER

Aile hekimleri raporlardan şikayetçi
27.12.2018 - 14:16

DÜZCE Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, aile hekimlerinden istenilen raporların sadece bir imzadan ibaret olduğunun düşünüldüğünü ifade ederek “Sporcu, sürücü belgesi gibi ciddi konularda ki raporları bizlerin vermesi mümkün değil” dedi.

Aile hekimlerinin 400 konuda sağlık raporu düzenleyebilmesi, aile hekimlerinin tepkisine neden olmaya başladı. Düzce Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Arzu Yılmaz Şaşoğlu, düzenlenen raporların sürücü belgesi, sporcu lisansları gibi önemli konularda da kullanıldığını belirterek “Günlük yüzde 20 yada 25 oranında hastalar bize rapor istemiyle başvuru yapıyorlar. Bu şekilde başvuru yapan hastaların bir kısmı bize ne istediğini bilerek geliyor, sürücü belgesi yada spor lisans raporları gibi raporlar istiyorlar. Ancak bazı hastalar ne istedikleri dahi bilmeden bize başvuru yapıyorlar. Ne istediğini bilmeyen şahısların öncelikle ilgili kurumdan hangi konuda rapor alması gerektiğini öğrenmelerini ve bu konuda ne yapmamız gerektiğini öğrenmemiz lazım olduğunu söylüyoruz. Ancak bunu söylerken ciddi anlamda bir dirençle karşı karşıya kalıyoruz.  En sık sorun yaşadığımız raporlar sporcu lisans raporları ile sürücü belgesi raporlarından kaynaklanıyor” dedi.

“Bizlerin ileri tetkik yapması mümkün değil”

Sürücü belgesi ve sporcu lisansı gibi rapor düzenlemesinde aile hekimlerinin detaylı tetkikler yapmasının mümkün olmadığını dile getiren Şaşoğlu, “Bildiğiniz gibi 29 Aralık 2015 tarihinde sürücü belgeleri ile ilgili kanun ve yönetmelik değişti. Artık daha detaylı inceleme, önceden sürücü belgesi almasında sakınca olmayan sağlık sorunlarının artık sürücü belgesi alınmasına engel teşkil ettiğini biliyoruz. Bu konuyla ilgili yönetmelik gayet açık ve net, kişi önce aile hekimine başvuru yapmak zorunda, aile hekimliğine başvuru yapan kişinin gerekli tıbbi muayenesi yapıldıktan sonra kişinin geçmiş sağlık durumuna göre, kullandığı ilaçlar, geçirdiği hastalıklar veya mevcut hastalıklarına göre değerlendirilmesi gerekiyor. Ancak aile hekimliği sisteminde mevcut şartlara baktığımızda değerlendirmemizin çok mümkün olmadığı durumlar var. Örneğin belirtilen bir IQ düzeyi var. Bu IQ düzeyini bir psikiyatri uzmanına sevk ettiğimizde ileri tetkik ve testlerle tespit edildiği ortada. Ancak bunu bizim tespit etmemizi istiyorlar. Örneğin görme yada işitme duyusuyla ilgili bizim tespit etmemiz isteniyor. Bu durumda kişileri bir üst basamak olan devlet hastaneleri yada üniversite hastanelerine sevk ettiğimizde kişi direnç gösteriyor. Çünkü o kişiler bu raporların bir imzadan ibaret olduğunu düşünüyorlar. İmzadan ibaret sandığı raporlar aslında hepimizin sağlık sorunudur. Onun yaşadığı bir epilepsi nöbeti yada hiper tansiyona bağlı geçireceği bir vasküler sorun yada bayılma bile ciddi bir sorun. Kocaman bir trafik kazasına neden olabilmektedir” şeklinde konuştu.

“Rapor vermeyen hekimler fiziki ve sözlü şiddete maruz kalıyor”

Rapor konusunun hastalar ve hekimler arasında da ciddi problemlere neden olduğunu dile getiren Şaşoğlu, “Sonuçta daha önceden olmuş yada olmamış veya şahsa bunu imzalat gel bu önemli bir evrak değil dosyada bulunsun diye istiyoruz denilen evrak şüphelendiğimiz bir durumda hastayı bir üst basamağa sevk ettiğimizde üst basamağa gittiğimizde SGK bu muayeneyi kabul etmiyor ve ücreti bu kişilerden temine diyor. Kişilerde hem vakit hem de ücret harcamamak adına bu kez bize sözlü yada fiziksel şiddet uyguluyorlar. Ne yazık ki bu durumda dolayı şiddet gören hekimlerimiz var” ifadelerini kullandı.