Açık mektup

Tezcan SOLMAZ/DÜZCESONHABER

Açık mektup
26.06.2019 - 15:11

Merhabalar

Sayın 65. Hükümet Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ve Düzce Belediye Başkanı, 25 ve 26. Dönem Düzce Milletvekili, Makine Yüksek Mühendisi, Savunma Sanayi Müsteşar Yardımcısı, Doktor Faruk Özlü beyefendi.

Sıfatlarınız yaza yaza bitmiyor. Bu size büyük bir ağırlık ve yük yüklüyor değil mi? Asıl olan, Düzcelilerin son dönemde tercih ettiği yalın halinizle Düzce Belediye Başkanı Faruk Özlü’sünüz.

Beyefendi ve naif kişiliğinizin yanı sıra intikamcı, kindar ve kendisine yapılan yanlışları da unutmadığınızı biliyoruz. Yeri ve zamanı gelince bunların hesabını tek tek sorduğunuzun da farkındayız.

Size satırlarca methiyeler döksek yeridir. Hem bakanlık döneminizde hemde daha öncesinde kişiliğinizle Düzce’de muhalefet, ana muhalefet ve kendi taraftarlarınızın yani AK Partililerin çoğunun beğeni ve takdirini topladınız.

Ancak Düzce Belediye Başkanlığı döneminizde aynı takdir ve övgüler seçilmenizin üzerinden 1 ay geçtikten sonra yerini yavaş yavaş antipatiye bırakmaya başladı.

Sebebi ne ola ki derken sizin etrafınızda bulunan bazı kişilerin sizin zamana bıraktığınız ayar verme işlerini bir an önce gerçekleştirmek istemelerinden kaynaklanıyor.

Etrafınıza toplanan troller, AK Partili görünen akepeliler, sizin iyiliğinizi istediğini söyleyen ancak emin olun ki büyük kötülük yapan takım elbise giymiş kütükler sizi giderek uçuruma sürüklüyor.

Siz Düzce Belediye Başkanlığı adaylık döneminde naif davransanız da sizi o kadar halkın gözünde büyüttüler ki dağlar karşınızda utandı, tepeleri saymıyorum bile. Bakanlık sıfatınızla birlikte Ankara’da her kapıyı açacağınızı, Düzce’ye para ve yatırım getireceğinizi yalın bir anlatılma Ankara’nın sizin emrinizde olduğunu Düzce kamuoyuna lanse ettiler.

Hatta İçişleri Bakanı sayın Süleyman Soylu geldi, Tarım Bakanı sayın Bekir Pakdemirli geldi, diğer bakanlar geldi ve gittiler. O isimlerde sizin emrinizde olduklarını söyleyerek sizin bir kat daha büyümenize, halkın gözünde bu adam tıkır tıkır bu işleri çözer anlayışına neden oldu.

Aslında size iyilik yapayım derken kötülük yaptılar. O dönemde haddimiz olmayarak bazı isimleri uyardık ama dinlemediler. Sizi öyle büyüttüler ki sanki elinizde sihirli bir değnek vardı ve bir dokunuşla Düzce’de her şey bir anda değişecekti.

Ancak ne oldu? Ödenmeyen su paralarına mahkum kaldınız, seçilmenizin ilk ayında işçi maaşlarını ödeyemediniz, mazotları kestiniz, makam arabalarını aldınız. Yetmedi, yetiremediniz. YETİREMEZSİNİZ.

Etrafınızda bu adamlar olmaya devam ettikçe siz YETİREMEYECEKSİNİZ. Hala sizi pohpohlama derdinler. Nasıl mı?

Binali Bey İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilirse Düzce yatırıma boğulur dedikodusunu yaydılar. Dedikodular insanlara mantıklı geldi ve son bir atımlık mermiyi de harcadılar.

İnönü Parkı’nı yıktınız, Avni Akyol Parkı’nı yıktınız. Bunu insanlara icraat olarak gösterdiler. İlk başlarda insanlar bunu makul karşıladı ancak icraat göremeyince sizin için yıkıma gelmiş demeye başladılar. İşler ters dönmeye başladı.

Belediyeden servis ettiğiniz haberler tabi ki gerekli ancak Dursun Ay döneminde servis edilen çim biçtik, kaldırım yaptık haberleri ile makara yapanlar şimdi haber servis ederken bu başlıkları öne koymaya başladılar. Sizden beklenen bu değildi. Bu belediyenin asil işidir. Belediyenin gücü Düzce’yi hak ettiği yere getirmek için gereken icraatlar yapılmasıdır.

Karşınızda bende dahil işini gereği gibi yapan bir basın kuruluşu yok herkes sizi övme peşinde, karşınızda muhalefet yok. CHP kendi derdinde, MHP zaten sizin ittifak ortağınız, irili ufaklı birkaç parti var onların da hitap ettiği kesim belli. Yani eleştiri yokken doğru yolu bulmak zor olmaya başladı.

Etrafınızda bulunan kişi yada kişiler kantarın topuzunu kaçırmaya başladı. Sahte sosyal medya hesaplarından sizi öve öve bitiremiyorlar. Ancak olmamaya, kılıfa sığmamaya başladı.

Eminim hiçbir Düzceli, Düzce sevdalısı kişi sizin başarısız bir dönem geçirmenizi istemez. Sonuç olarak kendiniz yada birileriniz için değil Düzce için o koltukta oturuyorsunuz. Ama o koltuk bakanlık koltuğuna benzemedi. Kapınızda sıra bekleyen profesyonel danışmanlar, müsteşarlar, genel müdürler yok. Kapınızda Düzce sınırları içinde yetişmiş, sınırları belli kişiler var. Bu kişilerin etkinliği Ankara’da ki kişilerin etkinliği kadar olamaz, olmayacaktır.

Etrafınızda ki kişiler son olarak sizin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerinden sonra yapılacak bir kabine değişikliğinde tekrar bakan koltuğuna oturacağınızı söylüyor. Bu şekilde bir yayma ve kendilerince sizi övme çabaları var. Bu bile size zarar veriyor. Gönül sizin tekrar bakanlık koltuğuna oturmanızı istese de Düzceliler “Bırakıp kaçacak mı?” sorusunu sormaktan kendilerini alamıyorlar.

Düzce Belediyesi’ni düzeltmeye çalışırken çok yorulacağınızı size seçilirken söylemediler. Siz toplarız sandınız ama dışardan bakıldığında da toplanacak gibi durmuyor. Geçmiş dönemlerde öyle basit işler için krediler çekilmiş, bir tabloya milyarlar verilmiş, har vurup harman savrulmuş ki bu arkayı toplama işi zor olacak. Zorlaştıkça da personeliz dahil Düzceliler dışarda “Bu adam bu işi yapamıyor” diye söylemlerine devam edecek.

Ayrıca hiç hizmet yapmasanız, belediyenin borçlarını, alacaklarını, vereceklerini ve kurumsal kimliğini toplasanız ne olacak? Bir sonra ki dönemde tekrar belediye başkanı olma garantiniz var mı? Yerinize gelecek isim tertemiz bir belediyeye oturacak, kimse bunu da Faruk Özlü topladı ne iyi adamı demeyecek. Hizmet yapmadan gitti diyecekler.

Benim tavsiyem etrafınızda güvendiğiniz kişileri karşınıza alıp bir konuşun. Beni övmekten vazgeçin iş yapalım deyin. Su paralarını ödemiyorlar, vergilerini vermiyorlar diye Düzcelileri, Düzcelilere şikayet etmekten kaçının. Milyarlık fabrikalar su paralarını ödememişse ki ödememişler yapın tebligatınızı kesin sularını.

Yapacağız, edeceğiz haberleri servis etmek yerine yaptık, ettik haberleri servis etmeye başlayın. Yani icraatınızı yapın sonra anlınız ak, göğsünüz dik bir şekilde bakın biz bunu yaptık diyebilin. Yapacağız dediklerinizi yapamadığınızda dağlar tepe, tepeler ova olacak.

Siz bakanlık yapmış, profesyonel bir siyasetçisiniz. Eleştirileri dikkate almanız gerektiğini biliyorsunuz. Eleştriler size yol gösterecek ve eksik kaldığınız tarafları hatırlayarak eksiklerinizi gidermeye yardımcı olacaktır. Yanınızda duranlara söyleyin basın kuruluşlarını bu yönde baskı altına almaya çalışmasınlar. Çünkü yanlışı yada eksiği bir şekilde görmezseniz, göstermezlerse, gösterilmesine izin vermezlerse onun önüne geçemezsiniz. Sizin her şeyi görme imkanınız yok. Dedim ya kimse sizin kötü bir dönem geçirmenizi istemez.

Umarım bu mektubu yada yazıyı okuma fırsatı bulursunuz. Sanırım sizden saklayacaklardır. Size kadar ulaşmaz ama kızım sana söylüyorum gelinim sen anla misali en azından yanınızda bulunanların okuyacağına eminim. Umarım azıcık yardımcı olur.

Samimi duygularımla size olan saygımı tekrarlıyorum. Ancak size olan saygımızın da sizi eleştirmeyeceğimiz anlamına gelmeyeceğini de bilin istiyorum.

SAYGILARIMLA…

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.