14 Mayıs seçimlerine beş gün kala partilerin mitingleri devam ediyor.  Millet İttifakı cumhurbaşkanı adayı ve CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu ile cumhurbaşkanı yardımcısı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Düzce'de Anıtpark'ta düzenlenen Millet Buluşması’na katıldı.

Millet ittifakı seçimlere kısa bir süre kala seçim mitinglerini sürdürüyor. Bu kapsamda Düzce Anıtpark’ta İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ile 13. Cumhurbaşkanı Adayı Kemal Kılıçdaroğlu Düzcelilere seslendiler.

CHP Genel Başkanı ve 13. Cumhurbaşkanı Kemal Kılıçdaroğlu konuşmasında hukuk ve adalet vurgusu yaparak, gençlere, ailelere ve vatandaşlara sözlerini sıraladı. Kılıçdaroğlu, “Düzce de güzel bir değişim var. Beraber omuz omuza Türkiye’yi düzlüğe çıkaracağız. Birlikte mücadele etmeye hazır mıyız? Her eve huzuru getirmeye hazır mıyız? Beşli çetelerin çaldığı paraları getirmeye hazır mıyız? Hepsini getireceğim, hepsini” dedi.

“HAVA KİRLİLİĞİ SORUNUNU ÇÖZECEĞİZ”

Düzce’de yaşanan hava kirliliği sorununa değinen Kılıçdaroğlu, “Bu kadar güzel bir coğrafyada hava kirliliğini kimse istemez. Boynumun borcu, 22 senedir çözemiyorlar. Çağıracaksın doğalgaz firmasını köylere götüreceksin diyeceksin. Bu arada hiç bir fakir ailenin doğalgazı, suyu, elektriği, kesilmeyecek. Anneler en büyük sorunun yaşayan sizlersiniz mutfakta yangını bilen sizlersiniz. Aile sigortasını getireceğiz. Her ailenin bankada hesabı olacak. Bankadan parasını çekecek, onun fakir olduğunu sadece sosyal devlet bilecek. Bazı aileler bize altın hesabı açar mısınız dediler. Hiç bir çocuk yatağa aç girmeyecek. Hiç endişe etmeyin” ifadelerini kullandı.

“GENÇLER ÖZGÜR OLACAK”

Gençlere seslenen Kılıçdaroğlu, “Gençler hazır mısınız? Beş milyon 300 bin ilk kez oy kullanacak. 5 milyon 300 bin genç güzel bir hatıra bırakacaklar. Unutmayın sandığa gideceksiniz, oyunuzu kullanacaksınız. Arkadaşlarınızı ikna edeceksiniz. Adalet ve haktan yana oy kullanacaksınız. Cumhurbaşkanı olduğumda beni özgürce eleştirebileceksiniz. Size özgürlüğün tüm kapılarını açacağız” dedi.

“BEN ÇANKAYA’YA GİDECEĞİM”

Cumhurbaşkanlığı külliyesi konusunda da eleştiriler yapan Kılıçdaroğlu, “Kadınlar ve gençler bu ülkeye özgürlük getirecek. Mutfakta yangın var. Sarayda yok. Beş, altı maaş alanlar var. Benim sarayda oturma gibi bir düşüncem yok. Benim fakir bir evim var. Mutfağımı da biliyorsunuz. Ben seçilirsem saraya değil Mustafa Kemal Atatürk’ün Çankaya’sına gideceğim” şeklinde konuştu.

“3 MİLYON 600 BİN SURİYELİYİ MEMLEKETİNE GÖNDERECEĞİZ”

Son dönemde yaşanan mülteci sorununa değinen Kılıçdaroğlu, “Hudut namustur derler. Kimse elini kolunu sallayarak giremez. 3 milyon 600 bin Suriyeli kardeşimizi o huduttan Suriye’ye yollayacağız. Afganları da göndereceğiz. Biz önce kendi vatandaşımızı düşünürüz. Ama onların can ve mal güvenliğini sağlayacağız. Yurtta barış dünyada barış olacak. Tüm Dünya ile barış içinde yaşayacağız” dedi.

“BEŞLİ ÇETEDEN TÜM PARALARI ALACAĞIM”

Kılıçdaroğlu, beşli çete diye adlandırdığı iş insanlarından haksız kazandıkları iddia ettiği paraları geri alacağına dikkat çekerek “Benim cumhurbaşkanı olmamı iki kesim istemiyor. Bir beşli çeteler. Diyorlar ki bay Kemal olmasın kim olursa olsun diyorlar. Vallahi bıktık, göndereceğiz. Gençler gönderecek. Türkiye’de herkesin huzur içinde yaşamasını sağlayacağım” dedi.

Kılıçdaroğlu, fındık fiyatı konusunda da söz vererek diğer vaatlerini şu şekilde sıraları; “Söz verdim. Giresun’da, Ordu’da söz verdim. Sizde fındık üretiyorsunuz. Fındığın kilosu 4 dolar karşılığı olacak. Parayı beşli çetelere veriyorsun ben vatandaşa vereceğim. Beşli çeteden yurt dışına kaçırdıkları paranın tamamını getireceğim. Orman köylülerinin sıkıntısını biliyorum. Vahidi fiyat demek orman köylüsünün alın terinin karşılığını vermek demek. Sizin hakkınızı verecek kişiye oy verin. Siz taşeron değilsiniz orman genel müdürlüğü işlerini yapıyorsunuz karşılığını alacaksınız. Mağdur edilen binlerce insan var. Savcıya gitmiş dava açmışlar savcı dava açacak bir şey yok demişler. 450 kilometre yürüdüm. Kim haksızlığa uğrarsa adalet için ben onun yanındayım. Haksızlık karşısında susmayacağım. Bay Kemal eşittir hak hukuk adalet. Köylerde okulları kapattılar bütün köy okullarını açacağız. Cumhuriyetin 100. yılında 100 bin öğretmen atayacağız. Beslenme çantası uygulamasını kaldıracağız. Çocuklarımızın hepsi okulda yiyecek. Hepsi aynı yemeği yiyecek. Anneler sizin için, mutfağımız bereketli olsun diye çalışıyorum. Anneler evlatlarımız işsiz evlatlarımıza iş bulmak benim boynumun borcudur. Evlat işsizse evde sorum vardır. Bunu da çözeceğim. Yok masanın altında, yok masanın üstünde terör örgütü ile ilişkilendirmeye çalışıyorlar. 6 okun biri milliyetçiliktir. Bize milliyetçilik dersi vermek kimsenin haddine değildir. Terör bir insanlık suçudur. Bize milliyetçilik dersi verenler düne kadar kavga ettikleri adamlardan borç istediler. Süleyman şah türbesinden bayrak indirdiniz. Size söz o bayrağı dikeceğiz. Katarlılara satılan tank fabrikasını size söz alacağız ordumuza teslim edeceğiz. İki kırmızı çizgimiz var. Vatan ve bayrağımız. Sandığa giderken mülakata yakınınızı yanınıza alın. Adaletten yana, hukuktan yana oy kullanın. Devleti soyanlardan yana oy kullanmayın. Kul hakkı yemem ve yedirmem. Onlar kul hakkı yemem diyemiyor. Bunu sadece bay Kemal diyor. Evet kul hakkı yemem yedirmem. Beni uyuşturucu baronları istemiyor söz veriyorum bu topraklardan köklerini kazıyacağım. Polislerin dertleri var. Günde 15 saat 24 saat çalışıyorlar. Bunlarda insan bunların da ihtiyacı var. Onları da değiştireceğiz. Bu ülkenin polisi, bu ülkenin huzuru için çalışıyorsa başımızın üstünde yeri var.  Kamu görevlileri yanlış bir evraka imza atmayın. Demokrasiyi getirmeye hazır mıyız? Her eve huzuru getirmeye hazır mıyız? Afgan ve Suriyeli kardeşlerimizi memleketlerine göndermeye hazır mıyız? O zaman sandığa gidiyoruz. Stadyum konusunda benim gençlere sözüm olsun. Buraya güzel bir stadyum yapacağım. Dünya’ya iyi sporcular yetiştiren bir  ülkeyiz. Her şey çok güzel olacak. Vallahi billahi her şey çok güzel olacak. Vallahi saraylarda gözüm yok büyük paralar, büyük israflar yapmayacağım. Cumhurbaşkanlığına bağlı 16 uçak var. Onları satıp yangın söndürme uçağı alacağım. 5 - 6 yerden maaş alıyorlar haram düzenini bitireceğim.”

Mitinge katılan İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ise Düzce’de olmaktan büyük mutluluk duyduğunu belirterek “Sanki 15 Mayıs sabahı demokrasi kutlamaya geldiniz. Bir grup insanı 14 Mayıs’ta yolluyorsunuz. Memleketimin en güzel coğrafyalarından birindeyiz. Doğduğum yörenin coğrafyasını taşır. Düzce’nin insanını seviyorum. Aslında bir vatan harmanı memleketin harmanı memleket insanının acı gününü paylaştığı bir yer. Bu demokrasi anlayışını güçlendirmemiz lazım. Bu bölge, hakkını alacağı bir dönemle karşılaşacak. Düzce’nin sorunlarını biliyorum. İstanbul deyince akıllara Melen suyu gelir. Melen havzası gelir. Melen çayını kirleten unsurları toplayan bir proje yürütüyoruz. Melen çayını korurken sadece Melen’e bir alt yapı yatırımı yapmayacağız. Melen’i kirleten bütün unsurları rehabilite edeceğiz. Bütün suları toplayıp Karadeniz’e aktaran bir sistemi kuruyoruz. Melen sınırları içinde bulunan köy ve mahallelere alt yapı yapıyoruz. İstanbul’un bir eli Düzce’de olacak. Bir talihsizlik var. Bundan bahsedeceğim. Talihsizlik Türkiye’nin düştüğü durumun özeti. Bu iktidar ve iktidarın bakanı tam 7 yıl önce en iyi ben bilirim aklının tezahürü ile baraj yapmaya kalktık. DSİ gibi bu memleketin kadim kurumunu çürütürseniz, taş yığma ile bir baraj yaparsanız derin çatlaklar oluşur. Cumhurbaşkanı, 2019 seçimlerinde sanki İstanbul’da belediye başkanı adayı gibi ilçe, ilçe gezerek ben İstanbul’un su sorununu çözdüm dedi. Kendisi bile Melen barajının yapılmadığının farkında değil. Ben geldim durumum farkına varıldı. Bir ihale yapıldı firma bıraktı şuna askıda bir Melen barajı 15 yıldır bitmeyen. Bu yönetimin halktan kopuk birbirinden kopuk yönetim anlayışı var. Ama kişisel bir rant varsa orayı ıskalamazlar. Oraya dalarlar. Memleketin gerçek ihtiyaçlarından uzaklaşan bu aklı evine yollayacağız. Düzce’nin her sorununa hakim bir yönetim gelecek. Sorunları çözerken Düzcelilerle konuşacak, belediye başkanı hangi partiden bakmadan Düzce için çalışacağız. Burada bir hava kirliliği sorunu var biz çözeceğiz. Alt yapı sorunlarını biz çözeceğiz. Tarımı, ahşap işi başta olmak üzere farklı sektörlerin gelişimine katlı sunacağız. Düzce’nin konularını Düzce ile konuşarak çözeceğiz . Ama bunlar ne yaptı? Örneğin Ekrem İmamoğlu millet ittifakı belediye başkanı Ekrem’e randevu vermiyor. Versen ne olur, vermesen ne olur. 16 Milyon İstanbulluya randevu vermiyorsun. Kopmuşlar kendi iktidar kavgasından, ben yöneteyim de ne olursa olsun derdindeler. Milletin ekonomiden canı yanıyormuş, Düzceliler aşırı kiralardan kiralarını ödeyemiyormuş umurlarında değil. Patates soğan fiyatına gülen insanı evine gönderin. Bu ülkede yeter ki teknoloji üretilsin yeter ki otomobil üretilsin ama gerçekçi olsun” dedi.

“ÜNİVERSİTE ÖĞRENCİLERİN BARINMA SORUN KALMAYACAK”

İmamoğlu üniversite öğrencilerinin barınma sorununa çözüm bulacaklarını belirterek “Nerdeyse 3 gencin birisi işsiz. Üniversite bitiren gençler geleceğe umutla bakamıyor. Bunu unutan insan kendi makamını düşünüyor. Ben diyen gidecek biz diyen gelecek. Biz diyen kim? Biz diyen hayatını hak hukuk adalet mücadelesine adamış, yüzlerce kilometre yürüyen, bu milletin, bu devletin esas sorununun adalet olduğunu yıllar önce dile getiren, devlet aklını en iyi şekilde gerçekleştirecek olan millet ittifakını kuran 13. Cumhurbaşkanı olacak olan Kemal Kılıçdaroğlu’dur.  Ben 2023’teki bu seçimin en çalışkan neferi olacağım demiştim. Kemal Kılıçdaroğlu’nu cumhurbaşkanı yapacağız. Milleti iktidara getireceğiz. Bunların sevgi pıtırcığı olmakla sıkıntıları var. Bunlara göre devletin yüzünü asık olacak. Devlet nedir biliyor musunuz? Devlet güçlü olacak ama devlet afete karşı güçlü olacak. Devlet depreme karşı güçlü olacak. Devlet insanına vicdanlı olacak. Erdemli davranacak, devlet insanına sımsıcak elini uzatacak. Devlet yardımcı olurken yardımı lütuf diye değil sıcak yüzü olduğu için yapacak. Bunu siyasi malzeme hale getirmeyecek. Bizim insanımızın bizim ahlakımızın örf adetimizin emri budur. Bu ahlakı temsil edendir. Bunlar gibi sövercesine bakan suratı asık bir avuç insanı evine yollayacağız. Depremde on binleri kaybettik içimiz yanıyor. Hem dua edeceğiz hem işimizi yapacağız. Düzce’de deprem bölgesinde. Bu bölgenin deprem zafiyetlerini gidereceğiz. İmar uygulamaları değişecek, yerel yönetimlerle çalışacak, sıfır sorun haline getireceğiz. Bu kolay vallahi kolay. Düzce’de yoğun üniversite öğrencisi var. Barınma sorunu var. İstanbul’u devir aldığımda tek yatak kapasitesi yoktu 3 yılda 5 bin yatak kapasitesine ulaştık. Anne ve baba okula gönderdiği çocuğu için barınma kaygısı duymayacak. Yeter ki ahlaklı ol, bu milletim parası kendine yeter. Bu insanların kabiliyeti kendisine yeter. İkinci yüzyıla girerken cumhuriyetin değerlerini yıpratan bu zihniyeti göndereceğiz. Devlet insanlarının haddini bildiği bir süreci bu millete emanet edeceğiz. Bu milleti birbirinden ayırmayacağız. Bu iktidara kalsa onlara oy veren milli irade, bize oy verenler bölücü oluyor. Bu kadar insanların inancına kadar değerlerini siyasete alet edip bir oy için hatta 100-150 insanı organizasyon kurup demokrasiyi taşlayacak kadar yüzsüzler. Bu millet eğriyi doğruyu görür. Seçimi elimizden almaya kalktılar. 31 Mart seçimi bu kardeşinize anasının ak sütü gibi helaldir. Millete hırsız dediler. Bu kadar yalanı unutmayın. Bu seçimde de millet kazanacak. 4 gün kaldı. Gece gündüz çalışacağız. Bu seçim gençlerin gelecek seçimi, önümüzdeki 20 yılın seçimi. 14 Mayısa kadar özellikle hanımefendiler önemlidir. Sizin sözünüz dinlenir. Benim evimde nenem konuşunca herkes susardı. Gece gündüz çalışmaya komşularımız akrabalarımızla konuşmaya oy istemeye hazır mıyız? Bir demokrasi bayramı yaşamaya hazır mıyız?” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından Millet ittifakı kurmayları ile CHP Düzce Milletvekili Adayları Talih Özcan, Aslıhan Tüysüz Akbal ve Jale Uzunhasan, ayrıca millet ittifakı bileşenleri partilerin il başkanları sahneye çıkarak Düzcelileri selamladılar.