Düzce Kuzey Kafkas Kültür Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Hakan Jane, çocukluğunda yüzdüğü, kenarında piknik yaptığı Melen’i anlattı. Çocuklarını Melen kenarına getiren ve hatıralarını anlatmak isteyen Hakan Jane, gördüğü manzarayı kaleme alınca ortaya hem duygusal hem de ders niteliğinde bir metin çıktı.
İşte o metin;
Melen , bu sözcük bizlerde bir anlam bulur . Melen ; çocukluğumuzun, gençliğimizin en unutulmaz maceralı , en neşeli , en inanılmaz heyecanları yaşadığımız, zamanın nasıl geçtiğini anlayamadığımız, yeşilliğin içerisindeki su dünyamız.
Melen, bizim o yaşlarda ulaşabildiğimiz tek doğal yüzme alanı , tek balık avlanma alanı, Melen'in kıyısı ilk piknik alanımız.
Babaannem Khovgihable’den( Sarayyeri) Hapi'lerin kızı idi, annem de Sapsığhableden (Arapçiftliği) Hantuv'ların kızı olması nedeni ile , her 2 köyde yoğun akraba bağlarımız mevcut. Küçüklüğümde bu köylere misafir olduğumda en büyük heyecanım bu köylerden geçen Küçük Melen’e gitmek. Bu köylerin çocukları ve abileri çok güzel sportif becerilere ve kişiliklere sahip idiler.. Bugün bu akarsuyun o günün çocuklarına ve gençler
Bugün çocuklarımı Melen'e getirdim. 20 küsur yılda ne yaptınız o Melen'e?
Arapçiftliği’nden Muhacir Taşköpŕü’ye kadar , Melen kıyısı inşaat molozu, bunları bu köylüler yapamaz...su kıyısı meralarından kum çekilmiş, meralar yok olmuş, Kavlan ağaç koruluğu can çekişiyor.
DSİ veya hangi kurum yapmış ise suyunun sağı ve soluna 6 metre taş duvar örtülmüş, 45 derece eğim hiç bir şekilde suya ailece ulaşmak mümkün değil. Bırakın araç ile yaya olarak suya yanaşmak imkansız. Anladım ki bizi doğadan kopardılar ve bunu bizi doğadan korumak adına yaptılar. Bizleri doğadan koparıyorlar.
Bizim dedelerimiz oradaki meraları ve Melen’i korudular. Bizler orada yaşadık. Kamulaştırma, ıslah çalışmaları gibi adlar altında güzelim çevreyi bozdunuz ve düzeltmek akıllarından dahi geçmiyor. Ta ki yeni bir rant projesi gelene kadar.
Bugün çocuklarımı küçüklüğümü yaşatmak istedim ama olmadı. Geçmişin fotoğrafları var elimizde, bir zamanlar Melen, bir zamanlar Sarayyeri, bir zamanlar Akınlar, bir zamanlar Arapçifliği. İnsanlarımız bu suya ulaşabilmeli, suya inen basamaklar yapın. Doğal teraslar oluşturun, buraları ağaçlandırın. Molozları düzleyin lütfen.!
Özel idare, belediye. Gelin anlatalım, betondan piknik alanı olmasın, doğal ve özgün yapısına uygun , çocukların doğayı keşif edilebileceği bir alan tasarlayalım. Merak eden kent tasarımcılarına bir proje alanı olsun
Öyle ya buralar mahalle, köy mü bıraktınız?
Dedelerimizin dedikleri gibi " ALLAH sizi inandırsın?" Çok fena.
Editör:
T. Solmaz