- 16.11.2021 11:06
Yazar Sadık Yalsızuçanlar “Tarih boyunca zaman zaman, yeterince anlamlandırılamayan dönemler yaşanmıştır. Ama artık savaşlar Orta Çağ’da olduğu gibi mertçe yapılmıyor. Dünyada onun getirdiği bir gerilim var” diyor.
Savaşlar mert olmadığı gibi siyasette, ticarette, ibadette, hitabette, kitabette mert olmamaya başladı.
İnsanın gönlüyle yazabildikleri kalıcı oluyor. Sezai Karakoç ise “Bir yazı kendisini yazar” der. Yazı, yazan ilişkisi içerisinde böyle sırlı bir taraf da var. Dolayısıyla bazıları çok yazanlara burun kıvırıyor.
Bu, kedinin ciğere bakması kabilinden yorumlanabilir. Öte yandan yazmak ve konuşmak bir yerde risk almaktır.
Fakat korkmamak lazım…
Çünkü eskidendi canlı yayınlar. Şimdiler de çoğu program banttan. Ya da kes kopyala tekrar kes yapıştır şeklinde. Söylemek kadar yazmak ta risk taşıyor. Fakat bazen yazdığınızı silip tekrar düzeltebiliyorsunuz Çünkü bir evraka yazmıyorsunuz.
Söz uçar yazı kalır hesabı artık yazılarda söz gibi.
Ama teknoloji gelişti.
Hiçbir şey kayıp olmuyor.
Herkesi memnun etme imkanı ve kabiliyeti yok.
Hele hele kelimeler ile dans ediyor iseniz.
Yazmak biraz böyledir.
Sesteş kelimeler, aynı zamanda eş sesli olarak bilinmektedir. ...
Diğer bir ismi ile eş sesli olarak bilinen sesteş kelimeler, farklı yapılar üzerinden değerlendirilebilmektedir.
Bir kelimeyi on farklı anlama anlamak istediğimiz gibi çekebiliriz yazabilirsiniz de. Ama esas sizin anlatmak istediğinizdir.
Mahmut Tuncer’in bir eseri var.
Yanlış anlaşılmalara çok sebebiyet veren.
Ay gördüm Allah Amentü billah
Ne günahım varsa afeyle Allah
Karı gördüm kaydım kaymaz olaydım
Sana bir söz vermiştim
Ben o sözden caydım
Suveregi överler
Damda bulgur döverler
Bizde adet böyledir le
Öldürmezler severler
Şimdide bizde bazı konular var emek verip yazıyoruz.
Ben para kazanmak için yazmıyorum.
Burada yazarken de bir menfaat için de yazmıyorum.
Övenlerimize okuyucularımıza teşekkürler.
Dövenlerimizde olacak sövenlerimizde olacak.
Ama kimseye hakaret etme hakkımız olmayacak.
Bizimde kimseyi incitmeye hakkımız olmayacak.
Ama doğruları yazacağız.
Doğrular herkesin hoşuna gitmeye bilir gerçekler var.
Kendimi yazarak rahatlatıyorum. Bazen insanın içine dert olacağına yazda rahatla der gibi yazıp rahatlıyorum. Ama rahatsızlıklar olacaktır. Bu da bu yazarlığın gazeteciliğin doğasında var.
İçinde tutup guluc olacağına bırak gülünç ol diye annemin bir sözü var.
Bizde gülünç olma adına bir yerlere dert olma adına değil hayata dair yazılar yazmaya çalışıyoruz.
Yanlış anlaşılmak en büyük korkumuz.
Sonra mertlik bozulmasın istemiyoruz.
Amacımız hedefimiz yanlış anlaşılmayacak yazılar yazmak. Yanlış anlaşılacak yazılarımızı da
10 defa okuyoruz.
Sayfa editörümüze okutuyoruz.
Deneyimli gazeteci büyüklerimize okutuyoruz.
Ondan sonra sitede yayınlıyoruz.
Amacımız biz rahatlar iken birilerini rahatsız etmek değil.
Ama herkesi memnun etmek gibi bir hedefimiz de yok.
Kalın sağlıcakla..
Yorum Yap