TİLKİ GÖZÜNÜ HİNDİ(TURKEY)'YE DİKMİŞ…

  • 22.11.2021 11:03

Hep Almanya mucizesinden bahsederler.

2.Dünya savaşında yenilmiş taş üstünde taş kalmamış sonrada ikiz kardeşi Doğu Almanya ile birleşmesine rağmen gelişmesini ve üretimden doğan gücünü artırmış bir Almanya’dan bahsediyoruz.

Fakat bu ülkeler gelişimlerini sömürgeye borçlu değiller.

Üretime, sanayi devrimine ve Dünya’da ürettikleri ve ihraç ettikleri ürünlerle kalkınmasına ve gelişmesine borçludur.

Bir alman Ekonomi profesörün kızı bebek arabası alacak, Almanya'da 700 Euro ,internette ÇİN malı muadili 250 Euro ..

Babasına soruyor ne yapıyım diye.

Babası hiçbir şey söylemiyor..

Kız gidiyor alman malı arabayı 700 Euro'ya alıyor..

Babası soruyor neden pahalı alman ürününü seçtin diye..

Kızı, ben çin malını alsaydım;

-O para DIŞARI gidecekti..

-Alman ürünü satılmayınca, fabrikalar İŞÇİ çıkaracaktı..

-İşsiz insanlar HARCAMA YAPAMAYACAKLARI için devletin geliri düşecekti..

-Devletin geliri düştüğü için benim çocuğuma iyi bir EĞİTİM veremeyecekti..

-GÜVENLİĞİNİ iyi sağlayamayacaktı.

-Yeterli SAĞLIK hizmeti veremeyecekti..

Ben alman malı almakla çocuğumun GELECEĞİNİ GARANTİ ALTINA aldım demiş..

Babada gururlanarak içinden, ben görevimi iyi yapmışım demiş.

İşte, onun için Almanya'nın yıllık 225 Milyar dolar dış ticaret FAZLASI var..

Biz de Milliyetçiliği sadece PKK KARŞITLIĞI gördüğümüz için 460 Milyar dolar BORCUMUZLA ;

Hatta ben PKK terör örgütünü bu ülke bu coğrafyada ayağa kalmasın diye sürekli topuklarımıza sıkan bir mafya olarak görüyorum.

Şimdilerde plan değişti. Fakat şu an HDP kandilin dediğini değil PKK dünya yerleşiklerinin dediğini buradan da HDP de aynı dili kullanıyorlar.

Bu iktidar gitsin sonrası önemli değil biz bu topraklara bizimle kol kola sömürecek tilki buluruz.

Eğer tilki helallik istiyorsa ev sahibinden zaten kümeste tavuk,  cücük kalmamıştır.

Yolunacak kazlar ve hindi(İngilizce TURKEY)kalmıştır. Esas 'Ödeme gücümüz var ki veriyorlar" diye GURUR duyarak gezen insanların ülkesiyiz.

Demek ki Türkiye’de eskiden kutlanan YERLİ MALI haftasını boşuna kaldırtmamışlar adamlar.

Hep Türkiye’den bahsederken montaj ekonomisinden bahsedilir. Biz üretmemişiz. Hatta ürettirilmemişiz. Bunun için sadece ucuz iş gücü olarak veya hammadde üreterek ancak borç ödemişiz.

İMF ye boğazdan bağlı yaşamışız.

Borç yiğidin kamçısıdır diyerek yüksek faizle bizi borçlandırarak Anadolu’yu karın tokluğuna çalıştırmışlar.

Pandemi sonrası Dünya üretim canavarı Çin’den aşırı nakliye bedelleri dolayısı ile şu an fiyatlar katlandığı için Türkiye’ye bir ürettirme veya Türkiye’de fabrika kurup uygun işgücü ve yatırım maliyetlerinden faydalanarak üretim yapma yarışındalar.

Dolar nasıl düşer.

Sadece üretirsek düşer. Üretelim iğneden ipliğe, tırnak makasından arabaya ,oyuncaktan  savaş uçağına üretmez isek sadece mandalina, patates, saman üreterek doları düşük tutamayız.

Üretirsek güçlü oluruz.

Dağı taşı boş arazileri devlet arazilerini uygun fiyata kiralayıp ceviz, fındık, ayçekirdeği, soya, kanola ekerek yağın fiyatını düşürebiliriz yoksa şu aritmetik bozuldu.

Bir Türk kahvesi üreten üretici eskiden 100 gr kahve ile bir paket sigara aynıydı diyor. Oraya doğru gidiyoruz. Türk Kahvesi 100gr 14-15,00tl olmak üzere.

Pirinç,yağ,şeker,mazot,un fiyatları aynı idi. Ortalama 1 dolardı. Fakat yağ fiyatı 2 dolar oldu. Pirinç, şeker, un üretmeseydik şu an fiyatı raflarda 12,00-13,00tl olurdu.

Daha 2 ay öncesine kadar ekmek nasıl 2,5 tl olur diye feveran ettik. Düzce’de halk ekmek kurulmalı diye feveran ettik.

O zaman un 3 tl den 4 tl ye çıkmış idi.Fakat un 7 tl oldu.

Şimdi ekmek 4,00tl olmaz ise fırınlar ekmek üretemeyecek, çoğu fırıncı üretime ara verecek veya devam edenler iflas edecekler.

Ekmek çok acil 4,00 TL olmalı. Yoksa raflarda ekmek olmayacak.

Onun için Dünya da fiyatların arttığı bir ortamda birde ülkemizde doların artması üst üste gelmesi 2000 yılından sonra yaşadığımız en büyük enflasyonist piyasayı ve krizleri meydana getirdi.

Piyasa’nın acil dengelenmesi için küçük esnafın ve üreticinin üretim yapabilmesi için fiyatların bir an önce oturması lazım.

Yoksa raflarda şeker,yağ, un, bakliyat fırınlarda ekmek bulamayacağız..

Yada çok acil üreteceğiz, üreteceğiz, üreteceğiz.

Yiyeceğimizi üreteceğiz, fazlasını satacağız.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Düzce Son Haber (www.duzcesonhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.