- 16.05.2023 12:42
Dünden beri okuyorum, seyrediyorum, sosyal medyada izliyorum.
Deprem bölgesindeki seçmenlerin siyasi tercihleri nedeniyle neredeyse hakarete varan yorumlar okudum, utandım.
Hele bazıları video çekmişler bir küfürler yağdırıyorlar ki sormayın.
Biz yurttaşlarımıza yardım yaparken siyasi görüşüne, dinine, ırkına göre yapan bir toplum değiliz. Yapabildiğimiz her şey helal olsun, keşke elimizden çok daha fazlası gelse .Van’da deprem olduğunda koşan bizdik. Düzce’de deprem olduğunda koşan milletti.
Seçmeni kötülemek, ayıplamak, ötekileştirmek işin en kolayı hatta ayıp olanıdır.
Doğru anlatabilmek, anlayabilmek te en güzeli.
Ailesinden 10 kişiyi kaybetmiş bir beyefendi oyum AK Parti’ye Recep Tayyip Erdoğan’a derken neden diye soruyor. Videoyu çeken.
Bu deprem Allah’ın takdiri. Allah böyle diledi.
Bizde hata 10 katlı binaya girdik. Ev yaptık satın aldık.
Deprem sigortası bile yaptırmadık. Hiç bir zaman.
12 il yıkılmış 50bin kişi ölmüş devlet yetişemedi diyorlar.
Nereye yetişsin.
Kıyamet kopmuş..
Van depremi sonrası Van’ı tekrar yapan devlet ve hükümet yani Recep Tayyip Erdoğan’a 2018 de de %35 oy verilmiş bu seçimde de %35 verilmiş fakat 2018 de Selahattin Demirtaş’a %58,4 oy verilmiş 2023 de Kemal Kılıçdaroğlu’na %62,1 verilmiş.
Kemal Kılıçdaroğlu Van’a ne yapmıştır. Van doğunun Paris’i olmuş ise bunu Recep Tayyip Erdoğan’a borçludur.
Burada da hiç vefasızlık var diyen bir AK Partili olmadı
Şimdi gelelim bu sonuçlara.
Üfürükten anketler, abartılı sloganlar, sahte söz vermeler, yalan olmuş traktörden sonra yalan altın dağıtmalara; Kandil’in desteklerine, FETO’nun tezgahlarına kaset komplolarına, sahte suikast ihbarlarına, iç savaş çığırtkanlıklarına rağmen, Türkiye bir seçimi daha başarıyla, sorunsuz, olaysız olarak tamamladı.
Erdoğan ve Cumhur İttifakı bu ülkenin çimentosu olmaya devam edeceğini göstererek büyük bir seçim zaferine daha imza attı.
Deprem bölgesinde de yaparsa Tayyip Erdoğan yapar diğerleri bizi unutur zaten unuttular dedi.
Kendilerini ve çevrelerini gaza getirip çeşitli yalanlara inanmayı seçenlerin yaşadığı büyük hayal kırıklığını bir kenara bırakıp, seçim sonuçlarının bize anlattıklarını okumaya çalışalım.
Anlaşıldı ki Milli irade başkanlık sisteminden memnun.
Cumhur İttifakı meclis seçimlerinde çoğunluğu sağlamış, cumhurbaşkanlığını da kıl payı kaçırarak, 2. Tura bırakmıştır.
Süreç kimi noktalarda önemli tespitler yapılmasını da olanaklı kılıyor…
Bu seçimde CHP’nin yanına yapıştırılmış küçük partilerin ona bir faydasının olmadığı %1 dahi faydası olmadığı ortaya çıktı. CHP, eski oy oranına bile ancak ulaşabildi. CHP kendi barajı olan %25 e bile zor ulaştı..
MHP’nin oy kaybedeceği umudu, özellikle gençlerin desteği ile devre dışı kaldı. Yavuz Ağırali oğlunun feveranı haklı çıktı.
Anlı şanlı anket firmalarının şişirmesiyle oluşturulan “İYİ Parti’nin %14-17 ye ulaşacağı” tahminlerinin abartılmış olduğu anlaşıldı ama parti HDP’lilerin dediği gibi zar zor %7 barajının üzerinde tutunmayı başardı.
İyi Parti ve lideri, yaşadıkları hayal kırıklığını örtebilmek için, kullanmaya şimdiden başladığı “biz demiştik, bu adayla kazanılmaz” sözlerini daha sık tekrarlayacak, böylece yeni bir hikayeyle dirilmeye çalışacaktır. Ancak istifa sonrasında Cumhur İttifakı’na söylem olarak yaklaşsa da eylem ve örgütsel olarak mesafeli duran Yavuz Aliağıroğlu, İyi Parti için baş ağrısı olmayı sürdürecektir.
Saadet Partisi, Deva, Demokrat Parti, Gelecek tam bir fiyasko fos çıktı, buna karşı bunlardan 5 kat fazla oy alan anlamlı oy alan cesur Yeniden Refah Partisi aldı yürüdü (%2,8 - 5 vekil)
10 milyonluk genç seçmenin çoğunlukla CHP, DEVA, HDP/YSP ve TİP tarafından paylaşılacağı varsayımı da boşa çıktı. Genç seçmenler bir anlamda genel dengeyi bozmayacak biçimde dağıttı oylarını. TEKNOFEST gençliği, Ak Parti’ye olan genç seçmen yönelişinin başını çekti.
Pandemiye, ekonomik sorunlara, Ukrayna savaşının etkilerine ve üstüne gelen büyük deprem felaketine rağmen genel seçmen oyunun büyük bir değişime yönelmediği anlaşıldı. Tersine deprem bölgesi büyük ölçüde iktidara destek verdi.
HDPKK’nın, HÜDA-PAR’ın Cumhur İttifakını desteklemesine neden çok büyük tepki gösterdiği anlaşıldı. Yaşadığı oy düşüşünün sebebi büyük ölçüde HÜDA-Par oldu. Bu durumu AK parti iyi anlatamadı. Hüdapar da kafalardaki soru işaretini gideremedi. Üstelik bu ilk adım, daha ileri gidileceğinin işaretini verdi, muhafazakar, dindar Kürt seçmeni üzerinde HÜDA-PAR’ın etkisinin artabileceğini ortaya koydu.
Popülist ergen solculuğu yapan TİP’in biraz büyüyeceği belliydi, nitekim öyle de oldu. (%1,7 - 4 vekil)Fakat bunun patlama olacağı varsayımı çöktü.
TİP ile YSP (HDP) arasındaki ittifak biçimi üzerinde gelişen didişme, sol arasına yeni bir kama sokmuştur, tartışması uzunca sürecektir. Ancak belirtelim ki TİP’in aktivitesi olmasa Emek ve Özgürlük İttifakı’nın oyları daha düşük kalacaktı.
Kim ne derse desin Yeşil Sol Parti yani eski HDP ciddi oy kaybetti. Bunun doğudaki belediyelere Kayyum uygulamasında ve Hüdapar’ın ciddi etkisi vardır. Hüdapar doğuda HDP’yi tırpanlamıştır.
DEVA, Gelecek Partisi ve Saadet partisi aldıkları milletvekilleriyle memnun olarak, utangaç biçimde bir süre suskunluğa bürüneceklerdir. 3 partinin de içten içe varlıklarını sorgulaması, giderek dışa vuracaktır. “Keşke bu seçimlerde Cumhur İttifakı’na destek verip esas olarak 2028 seçimleri için onların sempatisini de arkamıza alarak çıkışa hazırlansaydık” biçiminde parti tabanlarında oluşan düşünceler ise, hem seçimin 2. Turunda hem sonrasında anlamlı olmayı sürdürecektir.
Bu üç parti Türkiye seçmeninde Muaviye gibi lanetli birer parti olarak akıllara kazınacak bir sonraki seçimde tarih olacaklardır.
Belediye başkanlığı yapmak yerine mitinglerde dolaşan iki iktidarsız muhteristen birisinin 2028 seçimlerine yönelik yaptığı hazırlık da dikkatlerden kaçmadı. Ne yazık ki sahici, yerli, milli bir muhalefeti özlemeye devam edeceğiz çünkü bunlar gibi henüz tam boyaları dökülmeyen tipler hala halka ve hatta kimi akademisyenlere kendilerini matah bir Hint kumaşı gibi göstermeye devam ediyorlar. 2028’deki rakibin İmamoğlu olacağını şimdiden görüp önlemini almayanlar, iktidarı bir tür Zelensky’ye kaptırabileceklerini de hesap etmelidirler. Burada da Ülkücüler bu ülkenin demiri milliyetçiler çimentosudur .Milli Görüşçüler ustasıdır...
Özetle ülkenin siyasi hayatı önümüzdeki günlerde yeni altüst oluşlara gebe…
İkinci turda Ak Parti’den Kılıçdaroğlu’na bir oy yönelimi olmayacak ama tersi olabilecektir. Mülteci ekmeğinden beslenmeye devam edecek olan OĞAN’ın oylarından sadece %1’lik bir bölümünün kayması, Erdoğan’ın kazanması için yeterli olacaktır. Kılıçdaroğlu ise tüm şişinmelerine, tüm “Ben Kemal, geliyorum”larına ,masaya vurup ‘’ben buradayım’’ demesine rağmen ağır bir yenilgi alacaktır..
Kemal Kılıçtaroğlu çekilip dese ki ben feragat ediyorum Sinan Oğan ile yarışsın CHP’nin başında kalabilir. Fakat bu yarışa girerse İstanbul Büyük Şehir Belediyesi 2.seçimi gibi ağır bir yenilgiye ve CHP genel başkanlığından da olmaya hazırlanmalıdır.
Ve gidiyor gitmekte olan.
Ziller acı acı çalmaktadır. Millet telefonun fişini çekmiştir.
Erdoğan çekilmediği (!) takdirde 2. Tur için bir şansının olmadığı da açık, üstelik Muharrem İnce tüm olup bitenlere rağmen kendini demlendirmeyi sürdürecek, taraftarlarını gizli, açık biçimde ikinci turda Recep Tayyip Erdoğan’a oy vermeleri için yönlendirecektir.
15 gün, sabırla, akıllıca çalışan, doğru üslupla, doğru yeni birkaç sloganla ilerleyen Cumhur İttifakı, meclis çoğunluğunu da sağlamış olmanın rahatlığıyla cumhurbaşkanlığını da alacak ve önümüzdeki 5 yıl boyunca ülkenin önü açılacaktır. Türkiye’nin; USA, Rusya ve Çin’den sonra dünyadaki güç dengesinde oluşturduğu 4. Blok, ağırlığını daha fazla hissettirecektir. Dünyadaki televizyon yayınlarının yüzlerce muhabirle seçim alanlarından yaptıkları canlı yayınlar bunun yol işaretleri gibiydi.
Meclis seçimlerinde tercihini Cumhur İttifakı’nın çoğunluğu kazanmasından yana kullanan halkımızın, cumhurbaşkanlığı seçimlerindeki oyunun da uyum ve istikrardan yana Türkiye Yüzyılından yana olacağına inanıyorum.
Bu seçimlerde yanlış cepheye destek veren, matematik zekasını rehin bırakan ama sonuçlar gelince de gerçeği aramayı ihmal etmeyen Ali Nesin ’in; CHP yöneticilerine yönelik şu sözleri, süreci daha iyi anlamak açısından çok anlamlıdır:
“80 yılda bu halka neler yapmış olmalıyız ki, 20 yıllık iktidar yıpranmasına ve ekonomik krize ve de depreme rağmen birinci turda rahatlıkla kazanamıyoruz. Bir de bu açıdan düşünsün biraz olsun aklı olanlar.”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Ankara’da yaptığı balkon konuşmasında söylediği gibi bu seçimle “Ülkemiz, bir demokrasi şölenini daha geride bırakmıştır.”
CHP’nin hiç değişmediği, değişmeyeceği, değişmesinin mümkün olmadığı, HDP(PKK) nin desteklediği bir siyasi oluşumunun lanetli bir taraf olduğu bir kez daha görülmüştür.
AK Parti’de değişmez ise bu milletin bu son dediğini herkes görmüştür.
Not: İlhami Mısırlıoğlu’nun yazısından alıntılar mevcuttur.
Yorum Yap