- 15.08.2023 10:29
İstanbul Üniversitesi’nde anayasa hukuk profesörü Bülent Tanör şöyle diyor. Açıkça görülüyor ki, Mustafa Kemal liberalizmi ya da liberal demokrasiyi değil, demokratik devrim programını ön plana almıştı. Hatta derslerinde bizdeki demokrasi devrimci demokrasidir diyerek Osmanlı imparatorluğunu bir devrim ile sona erdiğini bu yapılan devrimleri korumak için çiğnenemeyecek hiçbir demokratik anayasa maddesi olmadığını anlatırmış derslerinde.
Günümüz Atatürksüz solcuları ne bu deveyi güdebiliyor ne de bu diyardan gidiyorlar. PKK’den medet umacak, onun vitrini HDP’nin şemsiyesine sığınırken de canlı bombacılığa, çocuk askerciliğe, islam karşıtlığına, “başı açık kadın gerilla” övgücülüğüne, Avrupa merkezci ezik batıcılığa, USA uşaklığına tek eleştiri yapmayacak kadar acıklı hallere düştüler ve millet bu durumu gönül gözü ile hissetti ve gördü.. Onları açığa düşüren, ezberlerini bozan, 15 Temmuz 2016’daki darbe girişimine karşı halkın önemli bir kısmının gerçek anlamda şanlı bir direniş göstermesi oldu. Bu konuyu her yazımda önce içim acıyarak da olsa, ironik bir biçimde dile getirmiştim. Bugün yeniden bakıyorum da bu güruhun bundan ders almadıkları için büyük çoğunluğunun bunu anlayacak hali de kalmamış. Yazık .
‘’Devrimci demokrasi’’ ,"Devrimci durum", "sokağa çıkma", "kitleleri harekete geçirme", "eylem", "devrim" gibi, tapusu bizde sandığımız sözcüklerimizi alıp içlerini istedikleri gibi doldurdular...
Canları sıkıldıkça eyleme geçip durumdan vazife çıkarıp hep rol çaldılar.
Fakat 15 temmuz kim ne derse desin bir karşı devrimdir. Darbeyi ağırlıklı olarak sade, mütevazı, dindar insanlar engelledi. Yaptıkları insanın gözünden yaş getirecek türdendi. Recep Tayyip Erdoğan'ın çağrısından yarım saat sonra insanlar tankların üzerine yürümeye başladı. Bunu yaparken tekbir getirmelerinden daha olağan ne olabilir. Allah ve kader inancı olmadan bu insanlar nasıl ölümü göze alabilirdi? Türk solu kof ve boştu. Kaç defa darbe oldu. Kaç solcu sokağa çıktı, darbecilere kafa tuttu. Onlar da yeter ki sokağa çıksalar hiç değilse bankamatik kuyruğuna girselerdi ama evde oturup zevkli zevkli kahvelerini yudumlarken neticeyi bekleyen öğrenciler gibiydiler.. Ey sade, mütevazı kitleler selam, sevgi ve şükranlarımızı lütfen kabul edin.
Bu devrimi siz geniş halk kitleleri gerçekleştirdiniz.
Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığı gözlerini o kadar kör etmişti ki’’keşke’’ hadi derken yine devrimci demokrasi hareket eylem planı çerçevesinde yapılan bu başkaldırıyı alkışlıyorlardı.
Olmadı. Millet tankların önüne yatıp, F-16'lara karşı direnerek askeri darbeyi engellediler...
Ve bir devrime imza attılar.
Yalnız iman ve fikir; ne sevgili ne kardeş;
Bir akıl gelecek ki, akıllar delirecek.
Ve bir devrim, evvela devrimi devirecek.
Her şey birbirine denk, her şey birbirine eş.
Sonrasında da 'burjuva tek adam diktatörlüğü' deyip küçümsediğiniz rejim için de bu mütevazi kesim günlerce "demokrasi nöbeti' tuttular.
Sen bir deveyi güdemiyorsun, bak "el alem" neler yapıyor? Akılları almıyor.
Artık ya bu halkı verip başka bir halk edineceğiz yada başka bir oyun deneyeceğiz dediler o oyunda da 28 mayıs tarihinde tarihi bir yenilgi aldılar.
Artık bu adam tek adam rejimi böyle gitmiyor diyenler yeni bir Tayyip Erdoğan’ımsı bir soft lider ile halk kjitlelerine 3.hareket için hazırlıklar başladı.
Bu sefer ya olacak ya olacak yada ölecek demeye başladılar.
Ya bu deveyi güdeceğiz da bu diyarı terk edeceğiz diyenler don paça derdest edinirken bir kısmı ülkeyi terk ettiler.
Kalanlarda ataların "Deveyi gütmek" dedikleri deyim üzerine kalıp demokrasi ile seçim ile ikinci bir kalkışma yaptı. Halk her şeye rağmen buna da yok dedi.
Ve Anadolu devrimi devam ediyor.
Ve bize özgü Anadolu demokrasisi de bir şekilde devam ediyor..
Hem seve seve hem de seçe seçe.
Yorum Yap