Düzce’de basın alanında çalışmaya başladığım günden bugüne kadar ulusal ve yerel anlamda çeşitli haberler yaparak ilimizin adını duyurmaya çalıştım.

Bunun dışında kendime ait internet sitelerinde de yerel nabzı tutmak adına belli haberlere imza attım. Bu haberler kimi zaman çok sert oldu. Bazılarının hoşuna gitti bazılarının hoşuna gitmedi. Okurlarım beni sağ olsunlar sert kalemimle tanıdılar. Hoşuna gitmeyenler satılık kalem dedi, hoşuna gidenler tebrik etti. Yani bu alanda kimseyi aynı anda memnun etmek mümkün olmadı.

Özellikle son dönemde siyasi haberler yapmamaya dikkat eder hale geldim. Zaman zaman gördüğüm yanlışlık ve aksaklıkları haber yapmaya çalışıyorum. Ama mümkün olduğu kadar uzak duruyorum.

Uzak durmamın sebebi ise Düzce’de eleştirecek, hakkında yazı yazacak yada övecek kalitede siyasetçi kalmadı. Şu anda ki siyasi ortama bakıyorum vallahi kalem oynatmaya değmez.

Muhalefet, iktidar partisi mensupları hata yaparsa açıklama yaparım derdinde.

İktidar partisi mensupları, muhalefet bize laf atsa da cevap versek, genel merkezden talimat gelse de bir şeyler yapsak kafasında.

Kendi basın birimlerini kurmuşlar mesela. Basında ki insanlar gidiyor, fotoğrafı çekiyor, haber metnini kendilerine göre yazıyor, servi ediyorlar.

Basın mensupları çağırılmıyor. Eksiklikleri görmeleri engelleniyor. Yani herkes dümenini tutturmuş gidiyor.

Bu ortamda kimseyi sert bir dille eleştirmeye de değmiyor.

Umut ediyorum ki Düzce’ye dişli, siyaseti bilen, üreten, iktidar olmanın anlamını bilen, muhalefet olmanın gücünü bilen siyasiler gelirse bizde eleştirilerimize, övgülerimize başlarız. Sabırsızlıkla bekliyoruz.