Her hasta SGK paketi içerisine alınmalı

Tezcan SOLMAZ/DUZCESONHABER

Her hasta SGK paketi içerisine alınmalı
24.10.2018 - 14:20

Zonguldak’ın Devrek İlçesi’nde şeker koması nedeniyle hayatını kaybeden Dilara Kilcioğlu’nun ölümünün ardından konuşan ve hayatını kaybeden genç kıza tıbbi olarak destek sağlayan Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, hastaların 3 aylık kontrollerinin yapılması için SGK tarafından bakım paketi uygulanması gerektiğini söyledi.

Şeker komasına girerek önceki gün hayatını kaybeden 17 yaşındaki Dilara Kilcioğlu'nın ardından, genç kızın doktoru olduğu öğrenilen Düzce Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlknur Arslanoğlu, sosyal medya hesabından açıklama yaparak, genç kızın ölümüyle ilgili acı gerçeği paylaştı. Prof. Dr. Arslanoğlu, genç kızın Zonguldak'ta yaşayan ailesinin maddi imkânsızlıklar nedeniyle kendisini kontrole getiremediğini, belirterek üzüntüsünü ifade etti.

Prof.Dr. İlknur Arslanoğlu, “Öncelikle o paylaşımın bir çok aileyi sarstı biliyorum, ama o paylaşım benim içimden gelen acı paylaşımıydı. Çünkü kendi çocuğunu kaybedenlerde bilir o acının nasıl olduğunu, bende ona yakın bir şey hissettim. Bu çocuğumuzun kaybı ile ilgili önlenebilir bir çok şey vardı. Diyabetli olsun, olmasın herkesin başına hayatta beklenmedik kazalar gelebilir. Ama burada ki ölüm hem uzun vadede bazı eksiklerin hem de o anda 2-3 gün içinde ki olayın geliştiği anın yönetiminde ki bazı eksiklerden kaynaklanıyor. Bizi en çok üzen o. Zaten biz böyle çarpıcı mesajları verirken bir amacımız belki kendi duygularımızı paylaşmaksa bir amacımız ise bazı farklar yaratmaktır. Ondan sonra ki bireylerin, ailelerin ve onları çevreleyen toplumun tutumunda bazı değişiklikler yaratmak. Burada sorun neydi? Hastamızın bazı imkansızlıkları varmış gibi yansıyan bir taraf orada. Bu durum kesinlikle bu aileye özgü bir durum değil. Ailemiz evet yüksek gelirli olmayan ama işsiz olmayan en azından ve kendince kontrollerini yaptırmaya çalışan bir aile. Ama diyabet çok ileri merkezlerde uzman ekipler tarafından takibi gereken bir hastalıktır. Dolayısı ile bu uzman diyabetli çocuk ekipleri bazı merkezlerde toplanmıştır. Ailecilerimiz işte orada benim bahsettiğim normal çocuklar, diğer çocuklar, normal yaşamsal gerekler nedeniyle kontrollerini en iyi şekilde yaptıramıyorlar. Bu sadece bu ailemiz için söz konusu değil, diyebilirim ki hastalarımızın yüzde 90’nı ideal kontrollerin dışında. Bunu ne kadar tekrar tekrar söylesek de yaşam koşulları bunun önüne geçiyor” dedi.

Bir ailenin hastaneye geliş masrafı 500 lira

Prof.Dr Arslanoğlu, “Buna karşı ne yapılabilir? Buna karşı örneği bir sosyal güvence paketi varsa bu hastaların insülini, stripleri karşılanıyorsa, hastanede ki tahlilleri karşılanıyorsa bunların ya yerlerinde ziyaret edilerek bakımlarının yapılması yada hastaneye ileri merkezlere ulaşımlarının karşılanması bu paketin içerisinde yer almalıdır. Bu konuda hastalar seçme hakkı ile karşı karşıya kalmamalılar. 3 ay geçti hemoglobin a1c baktıracağım acaba önce oraya mı gideyim demeyecekler. Bir uzakta ilenin bir hesapladık hastaneye gelmesinin masrafı 500 lira. İki kişi geldi yol parası verdi, hastanede yemek yedi, akşam döndü bu 500 lira. Düşünebiliyor musunuz? O zaman bu nasıl ötelenir. 3 ayda bir bunu düzenli yapmayı nasıl başarabilirler. Ortalama bir aile bile aynı durumla karşı karşıya kalabilir. Bu nedenle sosyal güvencenin bunu bir paket içerisine alması gerekir” dedi.

Okul yöneticileri duyarlı olmalı

Prof.Dr. İlknur Arslanoğlu, okullarda da yöneticilerin daha duyarlı olması gerektiğine dikkat çekerek “Yapılması gereken diğer işler. Bu çocukların okulda, okulda diyabet programı diye bir programımız var. Onun tam anlamı ile işletilmesi lazım. Yani öğretmenlerin, müdürlerin, okul yöneticilerinin bu çocukları kontrol gereksinimlerini zamanında hatırlatmaları lazım. Değil engel olmak, izin vermemek, sınavları gibi durumlarda kendilerinin aracı olması lazım bu durumlarda.

Bu uzun vadede kontrollerle ilgili. Bu çocuğumuzun muhtemelen hemoglobin a1c dediğimiz diyabet kontrolünün en önemli göstergesi çok yüksekti. Ama maalesef ben onun devlet hastanesinde ki kendine Devrek’te yaptırdığı tahlillere 1 yıl kadar geriye dönerek baktım. Dün cenaze evinde onları yaptık. Aileyi teknik olarak bilgilendirdik. Hastanın gerçek ölüm sebebi ne olabileceği konusunda bilgiler verdik. Bazı yanlış bilgiler söz konusu oldu. Maalesef ulaşamadım. hemoglobin a1c’ye bakılmamıştı.  Bizde de sanırım 1 yıldan eskidir kontrolleri, henüz hastaneye gidemediğim için bakamadım. Bu çocuk fenalaştığı anda 3-4 gün geçmiş. 3-4 sağlık kuruluşuna başvurmuş. Bazılarında iyileşti denerek eve gönderilmiş. Onları o an ki müdahaleleri konusunda asla eleştirmiyorum. O an ki durumuna göre gerekenleri yapmışlardır. Ama eksik olan ne? Hemen diyabet ekibi ile bağlantıya geçmeleri gerekiyordu. Çünkü hastanın o anda ki şikâyetlerine göre bazı gereklilikler yapılmış ama diyabet ekibinin toparlayıcı etkisi olmadığı için olay iyi yönetilememiş ve hasta büyük ihtimalle su kaybından böbrekleri iflas ederek hayatını kaybetmiş” ifadelerini kullandı.

Hastalar mecbur tutulmalı

Hastaların 3 aylık kontrollerle ilgili olarak mecbur tutulmaları gerektiğine dikkat çekerek “Bu iki nokta çok önemli. Hem hastalara toplum olarak devlet olarak, Sağlık bakanlığı, SGK olarak destek olacağız bir paket içinde kontrollerinin zorunlu yapılması hatta hastanın bunu istemesi değil yerinde tüberküloz hastalarına yapıldığı gibi yerinde denetimli tedavi şeklinde 3 ayı dolan bir hastanın hemoglobin a1c’sine baktırmama lüksü olmamalıdır. Baktırdıktan sonra doktoru ile görüşmeme lüksü olmamalıdır. Bu hastanın kendisine bırakılmamalıdır. Bu bizim toplumumuzun sorumluluğudur” şeklinde konuştu.